HABERLER
  • MOTORİN’DE İNDİRİM
  • Brent petrolün varil fiyatı 88,57 dolar
  • IEA: Dünyada elektrikli araç satışları bu yıl 17 milyona ulaşarak güçlü artış gö
  • Elektrikli araç kullanımı yaygınlaştırılacak, şarj istasyonu ağı genişleyecek
  • Orta Doğu Gerilimi: Petrol Fiyatlarında Yükseliş
  • Brent petrolün varil fiyatı 90,38 dolar
  • Brent petrolün varil fiyatı 89,92 dolar
  • Günlük üretim 40 bin varili aştı
  • Araç sahipleri dikkat! 1 Ocak΄ta başlıyor...
  • ABD΄de petrol üretimi rekor kırdı
  • Brent petrolün varil fiyatı 89,74 dolar
  • Petrol fiyatları 5 ayın zirvesinde
PUİS Başkanı Muhsin Alkan: : "Bayiler kan kaybediyor"

PÜİS Genel Merkezi ile PÜİS Mersin Şubesi΄nin birlikte düzenlediği Bölge Bayi Toplantısı, 29 Kasım΄da Mersin Taksim International Otel΄de gerçekleştirildi

Toplantıya, Mersin CHP Adana Milletvekili Hulusi Güvel, EPDK Kurul Üyesi Celal Ustaoğlu, EPDK Petrol Piyasası Dairesi Grup Başkanı Refik Yaşa, ODTÜ PAL Başkanı Prof. Dr. Ender Okandan, Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Mersin İl Sanayi ve Ticaret Müdür Yardımcısı Mehmet Yıldız, Tarsus Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Mehmet Karagöz, dağıtım şirketlerinin yetkilileri ile Mersin, Adana ve Osmaniye bayileri katıldı. Toplantıda sektörün genel sorunlarının yanı sıra bölgeye has sorunlara da çözüm arandı.

“Bayilerin sorunlarını çok iyi biliyoruz”

Toplantının açılışında bir konuşma yapan PÜİS Genel Başkanı Muhsin Alkan, PÜİS Genel Merkezi΄nin yaptığı çalışmalar hakkında bilgi vererek, bayilerin yaşadığı sorunları dile getirdi. Türkiye akaryakıt sektörünün 50 milyar doları aşan ticaret hacmiyle devasa bir sektör olduğunu belirten Muhsin Alkan, "Mersin΄de bulunmamızın nedeni, buradaki bayi arkadaşlarımızın sıkıntılarını dinlemek ve EPDK΄dan gelen yetkililere dinletmek. Sizlerin sorunlarını hep beraber dinleyeceğiz ve bu sorunlara yetkili mercilerden çözüm arayacağız. Sıkıntılarınızı PÜİS olarak çok iyi biliyoruz" dedi. 

“Akaryakıt sektörüne çok büyük haksızlık yapılıyor”

Son dönemde Türkiye΄de akaryakıt sektörüne çok büyük haksızlıklar yapıldığının altını çizen Muhsin Alkan, taraflı yayın yapan medya organlarına yüklendi. Bir takım medya kuruluşlarında, ΄Pompada soygun var, petrol fiyatları arttığında pompalara hemen yansıyor ama petrol fiyatları düştüğünde indirimler hemen pompaya yansımıyor΄ gibi çok sayıda haber yayınlandığını ifade eden Alkan, şöyle konuştu:

"Pompada soygun var΄ diye haber yapan medya gruplarını şiddetle kınıyorum. Türkiye΄de pompacılar hiçbir zaman soyguncu olmadı, maliyeye katkıda bulunan, devlete vergi toplayan, devlete vergi veren bir kesim oldu. Bu medya grupları sektörümüzün yaptığı değerli çalışmalardan, ülkeye sağladığı katkılardan hiç bahsetmiyor. Türkiye΄de akaryakıt fiyatlarının hesaplanmasından haberleri yok. Hesap kitap bilmeden, kalkıp ezbere konuşuyorlar. Pompacı hiçbir zaman soyguncu değildir. Doların yükselmesine rağmen, ham petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle son 1 ay içinde yüzde 7 ila 9 nispetinde akaryakıt fiyatlarında düşüş olmuştur. Demek ki, indirimler pompaya yansıtılıyor. Serbest piyasa ekonomisinin gerekleridir bunlar."

“Cezaların kaldırılması için çalışma yapıyoruz”

Türkiye΄de son 4-5 yıl içerisinde akaryakıt sektöründe çok büyük çalkantılar yaşandığını bildiren PÜİS Genel Başkanı Alkan, 5 sene öncesine kadar Türkiye΄de bir petrol piyasası yasası olmadığını, 5015 sayılı Yasa΄nın hazırlık döneminin başından sonuna kadar PÜİS΄in çalışmalarda yer aldığını hatırlattı. Yasanın hem iyi hem de kötü tarafları bulunduğuna dikkat çeken Muhsin Alkan, "Bugün de yasanın bu kötü taraflarını bertaraf etmek için EPDK ile birlikte çalışarak olumsuzlukların üstesinden geleceğiz" dedi.

Bayilere kesilen cezalar yargısız infaz gibiydi”

Her geçiş döneminde aksaklıkların olmasının doğal olduğunu, ancak geçiş döneminde akaryakıt sektörünü çok üzen olaylar olduğunu belirten Alkan, "Mesela bayilere kesilen idari para cezaları. EPDK, dağıtım şirketleri veya bizim hatalarımız nedeniyle maalesef sektörümüz büyük para cezalarına çarptırıldı. Cezalara bayiler açısından baktığımızda bayilerin bunda hiçbir kusurunun olmadığını görüyoruz. Ama maalesef EPDK΄nın denetimleri bilgisiz kişilere yaptırmasından dolayı bazı sıkıntılarımız oldu bu sıkıntılarımız halen de devam ediyor. Bu para cezalarının ortadan kaldırılması için Başbakanlık, Bakanlık ve EPDK nezdinde çalışmalarımız var. İnşallah bunları bir an önce neticelendireceğiz. Bu noktada EPDK Başkanı Hasan Köktaş΄a da teşekkür edemeden geçemeyeceğim. Kendisi de aynen bizim gibi düşünüyor" şeklinde konuştu. Geçmişte EPDK΄nın bir düzenleme ve denetleme kurumu olmaktan ziyade sektör tarafından ceza verme kurumu olarak nitelendirildiğini anımsatan PÜİS Genel Başkanı Muhsin Alkan, "Ancak düzenleyici ve idare edici olmak bambaşka şeylerdir. Ceza vermek çok kolaydır. Her sektörde böyle kolay ceza verilseydi bugün mahkemeler olmazdı. Bugün herkesin gözünün önünde birisini öldüren bir insan dahi mahkemeye çıkarılıyor, yargılanıyor. Ama bu bize kesilen cezalar yargısız infaz gibiydi" dedi.

“Dağıtıcılar bayilere daha anlayışlı davranmalı”

Tüm dünyada yaşanan ve son dönemde Türkiye΄de de etkisini gösteren ekonomik krize de değinen PÜİS Genel Başkanı Alkan, sektörü, global ekonomik kriz nedeniyle daha farklı sıkıntıların beklediğine işaret etti. Bazı dağıtım şirketlerinin bir süredir çek opsiyonlarında indirimler yapmaya başladığını belirten Muhsin Alkan, şöyle devam etti:
"Bunlar bayiyi zor durumda bırakmıştır. Önümüzdeki günlerde bu konuda çok büyük sıkıntıları olacaktır. Dolayısıyla da dağıtım şirketlerinin de sıkıntıları olacaktır. Bu gibi konularda daha yumuşak davranmaları yönünde dağıtım şirketlerinden talebimiz var. Bu konuda daha yumuşak bir geçiş yapılırsa ne dağıtım şirketi ne de bayiler zor durumda kalır. Akaryakıt bayileri bugün cari çalışıyor. Mecburuz cari çalışmaya ama tek kuruş geri dönmüyor."

“Türkiye΄de kaçak akaryakıt bitmiyor”

Türkiye΄de akaryakıt kaçakçılığının bütün hızıyla devam ettiğini vurgulayan Muhsin Alkan, "İstediğiniz kadar kanun çıkarın, Türkiye΄de kaçak akaryakıt bitmiyor. Akaryakıt kaçakçılığı var hızıyla devam ediyor. Özellikle ulusal marker uygulamasından sonra istasyonlarda bir gram dahi kaçak akaryakıt satılmıyor ama piyasada kaçak akaryakıt kol geziyor. Türkiye΄nin dört bir tarafında kaçak akaryakıt var. Bu kaçak akaryakıt denizlerden de sınır kapılarından da geliyor. Bunların hepsi devletin her kademesi tarafından da biliniyor. Buradan yetkililere sesleniyorum, ya kaçak akaryakıtı önleyin ya da tam olarak serbest bırakın" şeklinde konuştu. PÜİS Genel Başkanı Muhsin Alkan, şöyle devam etti:

"Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile 45 dakika görüştük. Bu 45 dakikanın 35 dakikasında kaçak akaryakıt ile ilgili konuşmalarımız oldu. Bu nedenle herhangi bir devlet görevlisinin çıkıp ΄bu kaçak akaryakıt nereden, nasıl geliyor?΄ demeye hakkı yok. Bunun üstesinden gelinmesi lazım. Bu büyük bir haksız rekabet yaratıyor. Bugün artık hiçbir istasyona kamyon girmiyor. Sınıra yakın bölgelerdeki çoğu aracın altı boydan boya akaryakıt deposu. Bunu biz görüyoruz. Ama her nedense görmesi ve bunu engellemesi gereken insanlar gözlerini kapatıyorlar. Ulusal marker uygulamasını da tam olarak anlamış değiliz. Ulusal markerin Kanuna girmesini sağlayan bizim sendikamızdır. Ulusal markeri biz özellikle istedik. Çünkü PÜİS bayilerinin, üyelerinin artık temize çıkması çabası içerisindeydi. Eskiden ΄akaryakıtçıyım΄ dediğimizde herkes gıpta ile bakardı, şimdi ise, ΄Bu da kaçakçı değil mi?΄ diyor. Bu bizi çok üzüyordu. Ancak ulusal marker ile sektörümüzü temize çıkarabiliriz diye düşünmüştük. Ama maalesef ulusal marker uygulaması sendikamızı tatmin etmiyor."

“Kazanacağımız 3-5 kuruşla nasıl rekabet edelim”

Son günlerde kamuoyunda çok tartışılan Rekabet Kurumu΄nun ΄Akaryakıt Sektör Raporu΄nu da değerlendiren PÜİS Genel Başkanı Alkan, şunları söyledi:

"Rekabet Kurumu diyor ki, ΄Akaryakıt istasyonlarında rekabet yapılmıyor΄. Şimdi bir fiyat oluşumu düşünün ki, yüzde 60-65΄i vergi. Geriye kalanın ham petrol fiyatı var, onun yanında rafinerinin, dağıtım şirketinin ve bayilerin karı ve ayrıca bunların bir de nakliye maliyetleri var. Ben de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler΄e, ΄Fiyat belli, bize kalan kar marjı ile neyin rekabetini yapacağız?΄ dedim. Rekabeti hizmetle, temizlikle, güler yüzle yapın. İyi hizmet bence en iyi rekabettir. Tüketicinin de en iyi hizmet aldığı noktaları tercih etmesi lazım. Rekabet Kurumu, EPDK΄ya da bazı raporlar gönderiyor. Ancak henüz bu raporların bir semeresini görmedik. Rekabet Kurumu, kilometre tahdidi, akaryakıt bayilerin birbirlerinden mal alış verişine müdahale etmeli. Diyelim ki benim 3 farklı istasyonum var. Bir istasyonumda mal bittiğinde diğer bir istasyonumdan bir litre akaryakıt getirip de satamıyorum. Böyle şey olmaz. EPDK Başkanı Hasan Köktaş da bu konuda bir çalışma yapacaklarını bize söylediler. Yani ben kendi malımı bir yerden alıp başka bir yere koyamıyorum. Dağıtım şirketleri birbirlerinden nasıl mal alıp veriyorlarsa bayilerin de birbirlerine mal alıp vermesi gerekiyor. En azından bunu dağıtım şirketinden müsaade alarak yapabilmeli. Bugün Türkiye΄de öyle noktalar var ki, herhangi bir dolum noktasına 650-700 kilometre uzakta. Düşünün Trabzon ile Iğdır΄ın Aralık ilçesinin arasında 650 kilometre var. Kış mevsiminde zaman oluyor ki yollar haftalarca kapalı kalabiliyor. O ilçede bir tane istasyon var. O istasyonunun akaryakıtı biterse, gidip de Iğdır΄dan 1000 litre mal alıp da o ilçe halkının ihtiyacını gideremeyecek. Bunlar sosyal yardımlaşmadır, bunlar sosyal şeylerdir. Her zaman söylediğim gibi, biz akaryakıt bayileri sosyal bir hizmet veriyoruz. Kimsenin veremediği bir hizmeti veriyoruz. Bu sektör Türkiye΄de esasında çok takdir edilmesi gereken bir sektördür. Ama çoğu zaman çok haksızlıklara maruz kalıyoruz."

TSE 12820 Standardı konusunda yaşanan sıkıntılarla ilgili de konuşan PÜİS Genel Başkanı Muhsin Alkan, "Bildiğiniz gibi uzun uğraşlar sonucunda bu standardı zar zor yayınlattık. Tam rahatladık derken, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ΄Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik΄ adı altında bir yönetmelik çıkardı. Sonuçta iki bakanlık arasında bir koordinasyonsuzluk oldu ve TSE 12820 standardı uygulanamıyor. Bu koordinasyonsuzluğun ceremesini de biz bayiler çekiyoruz" dedi. Kısa bir süre önce Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Müsteşarı, Müsteşar Yardımcısı ve ilgili bürokratları ile PÜİS Genel Merkezi΄nde ortak bir çalışma yaptıklarını anlatan Muhsin Alkan, "Umarız kısa bir süre sonra beklentilerimizi karşılayacak bir sonuç ortaya konacaktır" şeklinde konuştu.

“EPDK olarak bugüne kadar çok mesafe kat ettik”

EPDK Kurul Üyesi Celal Ustaoğlu da, toplantının açılışında bir konuşma yaptı. Ustaoğlu, bu toplantının, kendisinin katıldığım üçüncü bayi toplantısı olduğunu belirterek, "Eğer mümkün olsaydı PÜİS Genel Başkanı Muhsin Alkan΄ın her üç toplantıda yaptığı konuşmaları alt alta dinleyebilseydik. O zaman ne çok mesafe kat edildiğini anlama fırsatımız olurdu. Çünkü Muhsin Alkan, ilk başta gerçekten son derece agresif ve daha sert bir üslupla EPDK΄yı eleştiriyordu. Ancak demek ki zaman içerisinde sorunlar çözülüyor. Bugün de kendilerinden teşekkür alıyoruz" dedi.

“Sendikanıza daha fazla sarılın”

EPDK΄yı temsilen bu toplantılara katılmalarının bayilerin yaptığı işin öneminin farkında olduklarının bir göstergesi olduğunu vurgulayan EPDK Kurul Üyesi Celal Ustaoğlu, şöyle devam etti:

"Sizleri ciddiye alıyor ve sizlere değer veriyoruz. Buraya birkaç saatlik bir toplantıda bütün sorunları çözeceğiz diye gelmedik. Her şeyden önce bir tespit için buradayız. Burada yaptığımız tespitleri Kurumumuza bildireceğiz. Sektörün en cefakar bayi ayağı zor bir dönemden geçiyor. Ülkemiz de sıkıntılı günlerden geçiyor. Şu anda tüm dünya büyük bir buhran içerisinde. Bu da hepimizin sorumluluklarımızı arttırıyor. Bu da demek oluyor ki, daha fazla çalışıp daha fazla birlik oluşturacaksınız, sendikanıza daha fazla sarılacaksınız. Dönem bütünleşmek, birlik olma zamanıdır. Biz bu bilinçle buradayız."

“Ulusal marker akaryakıtın kalitesini göstermez”

ODTÜ Pal Başkanı Prof. Dr. Ender Okandan ise, ilk defa bir bayi toplantısına katıldığını belirterek, "Burada sorunları direkt olarak sizlerin ağzından dinlemek bana ilginç geldi" dedi. Ulusal markerin Türkiye΄de yakıtın millileşip millileşmediğini göstermek için kullanılan bir yöntem olduğunu anlatan Prof. Dr. Ender Okandan, "Fakat kesinlikle bu yöntem yakıtın kalitesini ortaya koymuyor. Bunu ben çeşitli vesilelerde de daha önce defalarca söyledim" şeklinde konuştu. Türkiye΄nin, AB normlarında yakıt kullanmaya başladığını ifade eden Prof. Dr. Okandan, Türkiye΄nin 1 Ocak 2009 tarihinden itibaren AB ile birlikte aynı normları takip eder hale geleceğini kaydetti.

“Kaçak akaryakıtı Maliye Bakanlığı΄nın takip etmesi lazım”

Akaryakıt kalite kontrolünü yaparken yapılan analizlerin çok önemli olduğunun altını çizen ODTÜ PAL Başkanı Prof. Dr. Ender Okandan, "Laboratuarların tutarlı ve güvenilir sonuçları vermesi çok önemli. Bildiğim kadarıyla bunlar da sorunlu çıktığı zaman yine bayilere ceza geliyor. Onun için düşük kükürtlü motorin, oktan sayıları belli olan benzinlerin tüketiciye ulaşmasında siz bayilere büyük sorumluluk düşüyor. Böyle bir sistemin kurulmasındaki amaç sonuçta tüketiciye kaliteli yakıtın sunulabilmesi. Araç teknolojisi de zaten buna paralel bir biçimde gelişiyor" dedi. Sınır ya da denizlerden gelen kaçak akaryakıtı kendilerinin de incelediğini bildiren Prof. Dr. Okandan, şöyle konuştu:

"Üretilen ya da ithal edilen ürünlerde büyük farklar var. Kaçak akaryakıtın takibinin sadece EPDK΄nın sırtında olmaması gerekir. Bence kaçak akaryakıtı Maliye Bakanlığı΄nın takip etmesi lazım. Çünkü akaryakıt istasyonlarının dışında, evlerde, avlularda satılan yakıtı EPDK΄nın kontrol etmesi mümkün değil. Bu ancak Maliye Bakanlığı ile kolluk güçlerinin marifeti ile takip edilebilir."

“İstasyonlarımızda devletin vergilerini toplamak için bekçilik yapıyoruz”

PÜİS Mersin Şubesi Başkanı Mustafa Kaplan, "Ülkemiz gündeminden hiç düşmeyen bir sektörün temsilcileriyiz. Hal böle olunca da sorunlarımız çok fazla. İdari para cezaları, marker denetimlerinde yaşanan aksaklıklar, promosyonlar, aşırı rekabet, istasyon enflasyonu, anormal derecede artan elektrik maliyetleri sektörümüzün başlıca sorunlarıdır" dedi. "Ne yazık ki halen şehrin ortasında tamirci, yağcı, dolmuş duraklarında bidonlarla akaryakıt satılmaktadır" diyen Kaplan, şöyle devam etti:

"Bunun yanında bir iş makinesi bir kamyonu olan bir firma evinin bahçesine ya da şantiyelere 3-5 bin tonluk tanklar koyarak kendi araçlarına ve yakınlarının araçlarına akaryakıt veriyor. Ama benim meslektaşlarım ortalama 1.5 milyon dolar masraf yaparak açmış oldukları istasyonlarda maalesef yakıt satamıyor. Bizlerin kar oranları sizlerin de malumu brüt olarak yüzde 8 civarında. Bir ihale oluyor bu ihalede kırımlar yüzde 12΄lerden başlıyor. Ama benim bayim yüzde 8 kar marjıyla günün 24 saati her şeyi pahasına istasyonun başında bekliyor. İstasyonlarımızda devletin vergilerini toplamak için bekçilik yapıyoruz."

“15 yıl içerisinde sadece 2 tane akaryakıt istasyonuna ruhsat verdim”

Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz da, Türkiye΄de her kesimin dertleri olduğu gibi bayilerin de büyük dertleri olduğunu belirterek, "Bizim yöremizde çok sık kullanılan bir söz var, ΄Dertlinin söylediğini deli söylemez΄. PÜİS Genel Başkanı Muhsin Alkan, dertleri bir bir sıraladı. İnşallah ilgililer de dertlerin çözülmesi ve azaltılması konusunda gerekli gayreti gösterir ve sizlere gerekli desteği verirler. Bu toplantılar da ağlama toplantılarından ziyade mutlulukların paylaşıldığı birer toplantı haline dönüşür" dedi. 15 yıldan bu yana Tarsus Belediye Başkanlığı görevini yürüttüğünü ifade eden Kocamaz, bu 15 yıl içerisinde sadece 2 tane akaryakıt istasyonuna ruhsat verdiğine dikkatçekti. Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, şunları söyledi:

"Ben göreve geldiğimde 18 tane akaryakıt istasyonunun sadece 1 tanesi belediyeden izin alarak kurallara uymuş, imar planı içerisinde yapılmıştı. Geriye kalan 17 istasyonun ise hepsi de kuraldışıydı. Kuraldışı hareket eden bayilerin kural içerisine çekilmesi için belediyelerin mutlaka üzerlerine düşen grevleri yerine getirmeleri gerekir. Şunu herkes bilmelidir ki, herkes her istediği yere kuraldışı istasyon kurmaya çalışmasından açıkçası rahatsızım. Bunlarla sonuna kadar mücadeleyi de yapacağız."

“Devletin alacağı ÖTV ve KDV΄den biraz fedakarlık etmesi lazım”

PÜİS İdari İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Zeki Sayıcı, son dönemde artan istasyon enflasyonuna dikkat çekerek, "Konya΄dan Mersin΄de bu toplantıyı gerçekleştirdiğimiz salona gelirken bütün yol boyunca gördüğümüz istasyon sayısı 1980 öncesinde İç Anadolu Bölgesi΄nde bulunan toplam istasyon sayısından fazla. Demek ki herkes hayatından memnun" dedi. Zeki Sayıcı, şöyle konuştu:

"Basın kuruluşları da Başbakan da ΄akaryakıt fiyatları niye ucuzlamıyor?΄ diyor. Akaryakıt fiyatları ucuzluyor. Ancak her fiyat indiriminde ÖTV΄nin de düşürülmesi gerekir. Ama ÖTV sabit. ÖTV΄nin KDV΄si de sabit. Bunlar aşağı inmiyor. Kaçakçı, ÖTV ve KDV΄nin fiyatına akaryakıtı sattığı zaman yine kar ediyor. Çünkü kaçakçı ÖTV ve KDV ödemiyor. Vergi tahsildarlığını yapan biz bayiler de mağdur oluyor. Akaryakıt fiyatlarında gerçekten ucuzlayacaksa öncelikle ÖTV΄nin indirilmesi gerekiyor. Dağıtım şirketi zararı bayisiyle bölüşecek. ΄Kriz var΄ deniliyor. Kriz sadece bayinin canını yakarak atlatılamaz. Zarar varsa, bayi de ödeyecek, çalışanlar da ödeyecek, dağıtım şirketi de ödeyecek, devlet de alacağı ÖTV ve KDV΄den biraz fedakarlık edecek. Rekabet Kurumu rekabetin pompada başlamasını bekliyor. ÖTV ve KDV΄den de başlasın bu. Devletin bize sahip çıkması lazım. Biz devletin tahsildarıyız. Hiçbir şekilde henüz satmadığımız malın ÖTV ve KDV΄sini ödüyor, bunları daha sonra tahsil ediyoruz. Dolandırılıyoruz, yine de bunları cebimizden ödüyoruz. 3-6 ay gibi vadelerle mal veriyoruz, ÖTV ve KDV΄yi 3-6 ay sonra alıyoruz."

“Yüksek ıskontolu satış yapan istasyonlar kaçak satıyormuş gibi algılanmamalı”

Toplantıda dağıtım şirketlerinin yetkilileri de söz alarak, bazı bölgelerdeki yüksek ıskontoların niçin yapıldığına açıklık getirmeye çalıştılar. ApetYönetim Kurulu Başkanı Nafi Ağaoğlu, ekonomik krize değinerek, krizin hem dağıtım şirketleri hem de bayileri sıkıntıya soktuğunu söyledi. Bayilerin büyük bir bölümünün ana arterlerdeki istasyonlarda yapılan büyük fiyat rekabetinden şikayetçi olduğunu ifade eden Nafi Ağaoğlu, "Biz yeni kurulan şirketler, diğer büyük şirketler gibi çok büyük şeyler veremiyoruz. Bizler de mecburen bayilerimize yüksek ıskontolar vererek onların daha fazla akaryakıt satmasını sağlıyoruz" dedi. Yüksek ıskontolu akaryakıt satan istasyonların kaçak akaryakıt satıyormuş gibi algılanmasının çok yanlış olduğunun altını çizen Nafi Ağaoğlu, "Çünkü ilgili kurumlar gerekli denetimleri ve incelemeleri büyük bir titizlikle yapıyorlar. Bu denetimler soncunda kaçak akaryakıt satanlar varsa zaten onlar cezalandırılıyor. Bizler de zaten kaçak akaryakıt satanların bu piyasadan silinmesini arzu ediyoruz" dedi. 

“60 bin ton şartı dağıtım şirketlerini yüksek ıskontoya itiyor”

S Oil Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Dr. Ayhan Erdem de, ekonomik krizin kendini iyice hissettirdiği bir dönemde yapılan bu bayi toplantısının zamanlamasının oldukça yerinde olduğunu söyledi. Dağıtım şirketlerinin özellikle son dönemde istasyonlara çok yüksek yatırımlar yaptığı, birçok dağıtım şirketinin astronomik rakamlar teklif ederek istasyon bağlamaya çalıştığına dikkat çeken Dr. Ayhan Erdem, "Özellikle bu kriz döneminde, yatırımlı istasyon ile yatırımsız istasyonlar arasında oldukça büyük farklar var. Biz S Oil olarak sektörde çok geniş bir istasyon ağına sahip değiliz. Ancak özellikle 1-1.5 yıl içerisinde iyi noktalarda konumlanmaya çalıştık" dedi. S Oil Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Dr. Ayhan Erdem, şunları söyledi:

"Bugün için şehir merkezlerinde tüketiciler nezdinde bir promosyon çılgınlığı var. Ancak şehirlerarası yollarda veya tarıma dayalı yerlerde oldukça yüksek ıskontolara yönelik çalışmalar var. Özellikle 60 bin ton sınırlaması nedeniyle maalesef yeni kurulan dağıtım şirketleri neredeyse aldığı fiyata satış yapmakta. Bayi ve dağıtıcının toplam kar marjı yaklaşık olarak yüzde 17΄dir. 60 bin ton satış sınırlaması nedeniyle yeni kurulan dağıtım şirketleri kendi kar marjlarından feragat ederek ıskontolu satışlar yapıyorlar. Zaten malı TÜPRAŞ΄tan alıyorlar. Bu ürünlerin kaçak olma ihtimalleri yok. Yatırımlı ve yatırımsız istasyonlarda uygulanan ıskontolardaki bu büyük fark maalesef böyle gidiyor."

“Bizim vadeleri kıstığımız gibi bayilerin de vadeleri kısması gerek”

Mevcut krizin boyutlarının öncekilerden çok farklı olduğuna dikkat çeken S Oil Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Dr. Ayhan Erdem, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bankalar artık daha önceki krizlerde yaptıkları gibi yurtdışından kredi alamıyorlar. Kredi alamayınca da dönüyorlar dağıtım şirketlerine ΄20 milyon dolarlık kredi limitini 10 milyon dolara çektim΄ diyorlar. Yani bayilere yaptıklarının aynısını bize de yapıyorlar. Bankalar kredileri aşağı çekince biz de hemen bayilerimize dönüp, 30 gün olan vadenizi kademeli olarak aşağıya çekeceğimizi söylüyoruz. Böylece bayi üzerindeki riskini 100 ise 50΄ye çekmiş oluyoruz. Özellikle bizim gibi dağıtım firmalarının arkasında ne holding ne de bankalar var. Bu işleri banka kredileri ile çevirmeye çalışıyoruz. Yüksek ıskontoları böyle açıklamak istiyorum. Doğrudur, yüksek ıskontolar vardır. Ancak sektördeki rekabet şu an bunu gerektiriyor. Bundan sonra da bu durum böyle devam edecektir diye düşünüyorum. Yarın bugünden daha kötü olacak ama 2009 yılının sonlarına doğru bir düzelme olacağına inanıyorum. Bu dönemde bizim vadeleri kıstığımız gibi bayilerin de vadeleri kısması gerektiğini düşünüyorum."

“3 yıl içerisinde 60 bin ton şartına uyamayan dağıtım şirketi kurmasın”

Bunun üzerine söz alan EPDK Kurul Üyesi Celal Ustaoğlu, 60 bin ton şartı konusunda açıklamalarda bulundu. 60 bin ton şartının kanuni bir zorunluluk olduğunun altını çizen Ustaoğlu, ΄Kanuni bir zorunluluğu EPDK΄nın da uygulamaktan başka bir seçeneği yoktur" dedi. Yeni kurulan dağıtım şirketlerinin hemen 60 bin ton satış miktarını tutturamamasının doğal olduğunu ifade eden Celal Ustaoğlu, "Mayıs ayında kurulan bir dağıtım şirketinin yıl sonuna geldiği zaman 60 bin ton yükümlülüğü yoktur. Bir sonraki mayıs ayına gelindiğinde yine yoktur. 3΄üncü yıl bu aranıyor. Yani bu dağıtım şirketinin önünde 2.5-3 yıllık bir süre var. Bir şirket bu sürede bu zorunluluğu yerine getiremiyorsa bu işi yapmaması lazım. Gitsin istasyon kursun" dedi.

HABER ARŞİVİ

Aylara Göre Haber Sayıları: Haberleri görmek için sayıların üzerine tıklayın.

Yıllar Oca. Şub. Mar. Nis. May. Haz. Tem. Ağu. Eyl. Eki. Kas. Ara.
2024 35 40 30 15 0 0 0 0 0 0 0 0
2023 46 37 55 111 55 43 50 52 48 44 24 35
2022 80 89 110 58 77 91 54 50 49 62 60 59
2021 34 41 62 51 43 41 36 40 51 59 41 58
2020 13 7 28 71 51 38 27 14 29 32 41 43
2019 26 25 25 18 15 27 15 22 24 21 17 20
2018 17 30 22 13 32 19 20 19 41 43 46 37
2017 23 17 34 17 23 29 27 27 24 31 28 27
2016 23 34 21 41 27 29 7 25 13 27 26 26
2015 18 19 30 25 5 23 21 29 13 21 8 30
2014 18 13 21 19 18 13 9 15 9 11 22 23
2013 20 16 23 24 22 29 22 20 17 20 18 23
2012 22 34 49 30 24 27 26 23 13 17 9 25
2011 9 6 11 12 8 18 18 8 4 11 18 16
2010 14 14 15 10 8 7 14 5 12 4 7 26
2009 16 23 23 17 26 41 51 38 17 28 31 23
2008 3 5 3 2 2 8 7 11 8 17 28 15
Haber Tarih Aralığı: 2008 - 12. ay
  • EPDK΄DAN BAYİLERE ÜÇ AY EK SÜRE (26 Aralık 2008 Cuma)
  • TPIC 20 YAŞINDA (21 Aralık 2008 Pazar)
  • 1 Ocak 2009 TARİHİNE DİKKAT! (21 Aralık 2008 Pazar)
  • DÜNYANIN EN PAHALI BENZİNİ TÜRKİYE’DE (18 Aralık 2008 Perşembe)
  • PUİS ‘TEN EPDK’YA ŞİKAYET MEKTUBU (17 Aralık 2008 Çarşamba)
  • TABGİS΄ e İDARİ PARA CEZASI (3 Aralık 2008 Çarşamba)
  • KAYIT İÇİNDEKİ TEKİ SEKTÖR AKARYAKITTIR (3 Aralık 2008 Çarşamba)
  • BENZİNLERE KÜKÜRT SINIRI GELİYOR. (2 Aralık 2008 Salı)
  • ULUSAL MARKERE DNA ŞİFRESİ 2009 ‘DA (1 Aralık 2008 Pazartesi)