HABERLER
  • Orta Doğu Gerilimi: Petrol Fiyatlarında Yükseliş
  • Brent petrolün varil fiyatı 90,38 dolar
  • Brent petrolün varil fiyatı 89,92 dolar
  • Günlük üretim 40 bin varili aştı
  • Araç sahipleri dikkat! 1 Ocak΄ta başlıyor...
  • ABD΄de petrol üretimi rekor kırdı
  • Brent petrolün varil fiyatı 89,74 dolar
  • Petrol fiyatları 5 ayın zirvesinde
  • Libya petrolü Sudan iç savaşını körüklüyor mu?
  • Brent petrolün varil fiyatı 87,28 dolar
  • Rusya Petrol Üretimini Düşürecek
  • Brent petrolde Paskalya tatili nedeniyle işlemlere ara verildi
PÜİS΄ ten EPDK΄ya FİYAT RAPORU

PÜİS, EPDK΄ya akaryakıt fiyatları konusunda kapsamlı bir rapor gönderdi. PÜİS΄in geçtiğimiz hafta EPDK΄ya gönderdiği öğrenilen raporda, başlıca şu hususlar dile getirildi:

1.Akaryakıt fiyatlarına müdahaleden mümkün olduğunca kaçınılmalı,
2.Böyle bir müdahale kaçınılmaz hale gelir ise veya normal şartlarda  dağıtıcıların fiyat metadolojilerini onaylar iken AB ülkelerindeki akaryakıt bayiliği ile Ülkemizdeki akaryakıt bayiliğinin oluşumu arasında büyük farklar olması nedeniyle fiyat karşılaştırılmasında bu durum mutlaka göz önüne alınmalı,
3.01.01.2005 tarihinden sonra ülkemizdeki akaryakıt istasyonlarındaki genel ve işletme giderlerindeki artışların gözden ırak tutulmamalı,
4.Bayilere fiyat metodolojisini bilme ve buna müdahale edebilme imkanının tanınmalı.

Raporun tam metni şöyle:

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu

Başkanlığı’na

ANKARA

 

 

Sayın Kurulunuzun 28.05.2009 tarih ve 2111 Sayılı kararı ile petrol piyasasında faaliyet gösteren dağıtıcı lisansı sahiplerinin fiyat uygulamalarında “ Dünyada en yakın erişilebilir serbest piyasa oluşumunun dikkate alınmadığı ve buna bazı aykırılıkların bulunduğunun anlaşıldığı, dolayısıyla ve dağıtıcı lisansı sahiplerden fiyat uygulamalarını söz konusu aykırılıkları giderecek şekilde 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununun 10.’uncu maddesinin “Rafinerici ve dağıtıcı lisansı kapsamında yapılan piyasa faaliyetlerine ilişkin fiyatlar, en yakın erişilebilir dünya serbest piyasa oluşumu dikkate alınarak, lisans sahipleri tarafından hazırlanan tavan fiyatlar olarak Kuruma bildirilir.” hükmüne uygun hale getirmeleri istenmiş ve bunun için 20/06/2009 tarihine kadar süre verilmiştir.

 

Bu düzenlemenin sonrasında Sayın Kurumunuzun 5015 sayılı Kanunun 10. Maddesinden aldığı yetki ile bazı yaptırımları da gündeme getirmesinin ihtimal dahilinde olduğu da bazı basın organlarında yer almıştır. O nedenle, bayi kesiminin temsilcisi olarak, bayilerimizin böyle bir uygulama sonucunda mağdur olabileceği yönündeki bazı endişelerimizi Sayın Kurumunuza aktarmak istiyoruz.

 

Şöyle ki;

 

1. Serbest Rekabet Ortamı İçinde Tarife Uygulamasının Getireceği Olumsuzluklar

 

20.06.2009 tarihinden sonra bölgesel veya ulusal bir tavan fiyat uygulamasına gidilmesi halinde alış fiyatı dağıtıcı tarafından, satış fiyatı ise EPDK tarafından belirlenmesi nedeniyle artık burada bayi açısından serbest fiyattan ve dolayısıyla serbest rekabet ortamından bahsetmek kesinlikle mümkün olamaz. Hatta bayiler için bu durum 5015 Sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki durumdan da vahim bir görünüştedir. Zira daha önce çeşitli dağıtıcılardan akaryakıt alabilme imkanına sahip olan, böylece sadece bir dağıtıcıdan ve o dağıtıcının belirlediği tek fiyattan akaryakıt temin etmek zorunda olmayan bayiler az da olsa bir rekabet etme şansına sahip idi. 20.06.2009’dan sonra bir tavan fiyat uygulamasına gidilmesi halinde, gerek bu tavan uygulaması, gerekse 5015 sayılı Kanun’un bayilerin sadece tek dağıtıcıdan akaryakıt alabilmelerini çok katı kurallara bağlaması nedeniyle, bu imkan bile ortadan kalkmış olacaktır. Bunun sonucu ise bayinin akaryakıt ticaretini bırakmasa dahi ortam normal hale gelinceye kadar yaptığı akaryakıt ticaretine ara vermesiyle sonuçlanacaktır.

 

Bu konuda bir hususun da hatırlanmasında fayda görüyoruz. Bilindiği gibi, akaryakıt fiyatları üzerindeki ilk ciddi uygulamaya 01 Temmuz 1998 tarihinde “Otomatik Fiyatlandırma Mekanizması”-OFM- adı altında başlanmıştır. Bu tarihte devletin denetimindeki Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan fiyatlandırmada bayiye tanınan kâr %10 idi. Bu fevkalade gerçekçi bir rakam idi. Ancak zaman içinde bu rakam eritilerek bayi %3-4 kârlarla hizmet vermeye zorlandığı günleri dahi yaşamak zorunda kaldı. Ancak genellikle yöresinin eşrafından olan ve saygın, dürüst, ülkesini seven kişilerden oluşan bayi kesimi bu üstün meziyetleri sayesinde prensiplerinden taviz vermeden daha açıkçası en basit tabiri ile yolundan sapmadan o karanlık günlerden geçmesini bildi. Bugüne gelindiğinde tüm olumsuzluklara ve ekonomik krize rağmen yine kamu hizmeti niteliğindeki hizmetini en düzgün ve nitelikli olarak Türk tüketicisine sunan akaryakıt bayileri tekrar karanlık bir tünele girmek istememektedirler. Bir kere daha altını çizmek istiyoruz. AKARYAKIT BAYİLERİNE DAĞITICILARCA TANINAN KÂR ORANLARI BUGÜNKÜ HALİYLE DAHİ YETERLİ DEĞİLDİR. Fiyatlar üzerinde yapılacak bir uygulamada bu husus mutlaka göz önüne alınmalı ve yukarıda sunduğumuz bayi profilinin zaten yavaş yavaş olumsuz yönde değişim göstermeye başladığı gerçeğinin göz önüne alınarak akaryakıt bayileri daha fazla zorlanmamalıdır. Aksi halde devlet en iyi tahsildarını ve denetimdeki yardımcısını kaybedecektir.

 

Zira bugün dahi akaryakıt bayileri ticari hayatlarını zor idame ettirmektedirler. Hesabı ise çok basittir.

 

Türkiye’de bayiler kanalı ile satılan akaryakıt tutarının bayi sayısına bölünmesi sonucunda bir bayinin yıllık ortalama satış tutarı 750 metreküp dolayındadır. Ancak cirosu yüksek ilk 1.000 bayii hesap dışına çıkarır isek bu yıllık ortalama satış tutarı 350 metreküpe düşer. Bu ise bir bayinin günlük satış miktarının ortalama 1.000 litre olduğunu gösterir.

 

Aylık Satış Tutarı: 1.000 litre x 30 gün= 30.000 litre

 

Ortalama KDV’siz pompa satış fiyatını 2.50 TL olarak kabul eder isek;

 

Aylık Satış Toplamı: 30.000 litre x 2,50 TL = 75.000.-TL

 

Kâr marjını %9 olarak kabul edersek;

 

Aylık Kâr Tutarı: 75.000 TL x % 9 = 6.550.-TL

 

Bu brüt kâr tutarının ise istasyonun büyüklüğü ne olursa olsun, başta elektrik giderleri olmak üzere personel, promosyon, finansman, ısıtma, su, bakım onarım giderlerini karşılaması mümkün değildir. Zira başta elektrik giderleri olmak üzere, akaryakıt istasyonlarının masraf kalemleri ciddi büyüklüktedir. Ayrıca hesaba kira giderleri ve bir çok ufak gider kalemleri dahil edilmemiş olup, istasyonun kiralık olması halinde zaten bayinin ticari hayatını sürdürebilmesi mümkün olamaz.

 

Öte yandan, akaryakıt bayileri petrol piyasasının perakendeci kesimidir. Dünyanın her yerinde olduğu gibi piyasada nihai tüketiciye hizmeti götüren yani perakendecilik hizmetini veren kesim en riskli, en meşakkatli kesimdir. Buna paralel olarak kârdan en yüksek payı alan da bu kesimdir. Akaryakıt ticaretinde ise bu kesimi temsil eden katman bayi katmanıdır. Kısacası akaryakıt ticaretindeki perakendeci akaryakıt bayiidir. Dolayısıyla kârdan en yüksek payın akaryakıt bayi tarafından alınması da en doğal olanıdır. Ancak günümüze kadar bu durum çeşitli nedenlerle bu şekilde oluşmamış ve dağıtıcı kesim içinde bayi kârı yüzde elli civarında tutulmuştur. Bu olgunun meydana gelmesinde, Ülkemiz akaryakıt tüketiminin yüzde ellisinden fazlasının çok uzun yıllar devletin dağıtım şirketinin elinde olmasının ciddi rol oynadığını söylemek mümkündür. Bugüne geldiğimizde, biz bayileri ilgilendiren husus, dün olduğu gibi, kâr oranımızdır. AKARYAKIT BAYİLERİNİN TALEPLERİ,  KENDİLERİNE YÜZDE DOKUZ İLE ON ARALIĞINDA BİR KÂR ORANININ TANINMASINDAN İBARETTİR.

 

2.     01.01.2005 Tarihinden Sonra Bayilerin Giderlerindeki Artışlar ile Gelirlerindeki Azalışlar

 

Yukarıdaki 1. Maddede yaptığımız açıklamalar karşısında akla hemen şu iki soru gelebilir.

Hesap bu kadar açık ve basit ise bayi zarar edeceği bir işe neden girmiştir.?

Kâr oranındaki bu artış neden 01.01.2005 tarihinden sonra meydana gelmiştir?

 

Bu soruların yanıtı ise şu şekildedir:

 

1.    5015 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce bayisine 30 gün vadeli satış yapan dağıtıcılar, bu vadeyi bugün 10 güne kadar indirmişler, dolayısıyla bayinin finansman gideri ciddi boyutta artmıştır.

 

2.    5015 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girdiği tarihten sonra, Yasa’dan kaynaklanan bazı yeni imkanlar sonucunda bayi sayısının hızla artması, bayinin yıllık ortalama satış miktarını azaltmış, buna paralel olarak brüt kâr tutarı da ciddi oranda azalmıştır.

 

3.    İstasyonlardaki görünüm ve hizmet kalitesinin artması sonucunda bu kaliteyi devam ettirebilmek için bayinin işletme ve genel giderlerini artırması gerekmiştir.

 

4.    Akaryakıt istasyonlarında işletme giderlerinin içinde elektrik giderlerinin payı büyüktür. Elektrik fiyatlarında meydana gelen önemli ölçüdeki artışlar bu gider kaleminin daha da önemli boyuta gelmesine ve dolayısıyla bayinin kârını olumsuz yönde etkilemesine yol açmıştır.

 

5.    Daha önce toz bezi gibi çok sembolik ölçüdeki promosyonlar son yıllarda rakamsal olarak çok ciddi boyutlara ulaşmıştır.

 

6.    5015 sayılı yasanın getirdiği bazı yeniliklere uyabilmek için bayiler bazı yeni gider kalemleri açmak zorunda kalmışlar, ayrıca bazı gider kalemlerindeki harcamalarını artırmak zorunda kalmışlardır. Örneğin, lisans, K yetki belgeleri gibi bazı yeni harcama kalemleri için yeni harcamalar yaptıkları gibi, otomasyon ve yazar kasalar dolayısıyla daha vasıflı ve fazla miktarda personel çalıştırmak zorunda kalmışlardır. Bu durum ise gider kalemlerinde kaçınılmaz artışların olmasına yol açmıştır.

 

7.    Özellikle kamu ve tarım kesiminden akaryakıt bedellerinin tahsili fevkalade zor, uzun ve belirsiz bir sürece yayılmaktadır. Ne yazık ki bu durum, özellikle kamu kesiminde olağan bir duruma dönüşmüş olup, bunun da maliyetleri fevkalade olumsuz etkilediği kesindir.

 

Görüldüğü gibi bayilerin giderlerinin ciddi boyutta artması, 5015 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra olmuştur. Bayinin artan bu giderlerini karşılayabilmesi için kâr oranının da artması kadar doğal bir şey olamaz. Olan sadece budur. Başka bir ifade ile bayinin brüt kâr oranının artması sadece artan giderlerini karşılamış, bayinin net kârında her hangi bir artış söz konusu olmamıştır.

 

3.   Türkiye’deki Bayi Yapısı ile Avrupa’daki Bayi Yapısı Arasındaki Farklar

 

Bilindiği üzere, 5015 sayılı Kanun’a göre Ülkemizde akaryakıt fiyatlarının en yakın pazara göre oluşturulması mecburiyeti vardır. Bu da Türkiye için Avrupa pazarıdır. Ancak, şurası çok açıktır ki, Avrupa’daki bayilik sistemi ile Türkiye’deki bayilik sistemi arasında yapı ve uygulama bakımından çok önemli farklılıklar vardır.

 

Bunların başlıcaları:

 

·         AB’deki akaryakıt istasyonlarının %80’inin üzerindeki kısmı dağıtım şirketlerinin mülkiyetinde iken, Türkiye’deki akaryakıt istasyonlarının tamamına yakını bayilerin mülkiyetindedir. Dolayısıyla, Avrupa’da bayi ve dağıtıcının toplam kârı sadece dağıtıcı tarafından elde edilir iken, Türkiye’de tamamen iki ayrı tüzel kişilik olan dağıtıcı ve bayinin payları giderlerine paralel olarak ayrı ayrı teşekkül etmesi söz konusudur. Daha basit bir ifadeyle, Türkiye’deki akaryakıt bayisinin dağıtıcıdan organik olarak tamamen ayrı bir teşekkül olması ve giderlerinin de tamamen ayrı teşekkül etmesi nedeniyle, halen kendisine tanınan %9 dolayındaki kâr marjından daha aşağı bir kâr oranı ile ticari hayatını idame ettirmesi mümkün değildir.

 

·         AB’deki akaryakıt istasyonlarında self servis uygulaması gayet geniş bir kesime yayılmış, normal istasyonlardaki eleman sayısı da teknolojik gelişmeye paralel olarak 1 ila 5 arasında olmak üzere ciddi şekilde azalmıştır. Oysa Ülkemizde, 7/24 saat uygulaması nedeniyle, Ülke ortalamasında istasyon başına çalıştırılan personel sayısının 10’dan aşağı indirilmesi mümkün olamamaktadır.  Self servis uygulaması ise henüz yoktur. 5015 sayılı Yasa’nın getirdiği bazı yeniliklere uyabilmek için bayiler bazı yeni gider kalemleri açmak zorunda kalmışlar, ayrıca bazı gider kalemlerindeki harcamalarını artırmak zorunda kalmışlardır. Örneğin, lisans, K yetki belgeleri gibi bazı yeni harcama kalemleri için yeni harcamalar yaptıkları gibi, otomasyon ve yazar kasalar dolayısıyla daha vasıflı ve fazla miktarda personel çalıştırmak zorunda kalmışlar, bu durumda bu gider kalemlerinin de artması kaçınılmaz olmuştur.

 

·         AB’deki finansman maliyetleri Türkiye’ye göre çok daha düşüktür.

 

·         AB’deki akaryakıt istasyonlarının yıllık satış miktarları ortalaması ile Türkiye’deki akaryakıt istasyonlarının satış miktarları ortalaması arasında, Türk akaryakıt bayileri aleyhine çok önemli farklar vardır.

 

·         AB’deki akaryakıt istasyonları ile Ülkemizdeki akaryakıt istasyonları arasında yukarıda başlıcalarını sunduğumuz farklılıkları arttırmak mümkündür. Fiyat metodolojisinde akaryakıt bayilerine tanınacak kâr oranlarının belirlenmesinde bu farklılıklar kesinlikle göz önüne alınmalıdır.

 

4.   Bayinin Fiyat Metodolojisini Bilme ve Buna Müdahale Hakkı

 

Akaryakıt fiyatları üzerindeki Sayın Kurumunuzun 5015 sayılı Kanun’un 10. Maddesine istinaden yaptırım uygulayabileceği şeklindeki açıklaması, ortaya şu gerçeği çok açık olarak çıkarmıştır

 

Bugüne kadar fiyat metodolojisinin dışında tutulmuş olan, hatta bu metodoloji hakkında bilgi dahi verilmeyen akaryakıt bayilerinin, fiyat metodolojisinin oluşumunda söz hakkının olması gerektiği tüm açıklığı ile ortaya çıkmıştır. Zira, bugün olduğu gibi, sürpriz kararlarla kâr oranları yine sürpriz oranlarda indirilebilen akaryakıt bayilerinin bu şartlar altında ticari hayatlarına devam etme şansları çok zor ve hatta imkansızdır.

 

Bunu bir örnekle açıklamak gerekirse; uzun bir süreden beri örneğin motorinde %9 oranındaki kâr marjına göre toplu alımlarda %7 veya %8 indirim yaparak ihaleye gelen bir bayi, şayet 20 Haziran 2009 tarihinden sonra bir tavan uygulaması ile karşı karşıya kalır ve bu tavan uygulaması bayi için %2 veya %3 puanlık bir kâr oranı eksikliğini de beraberinde getirirse, bu takdirde o bayinin çok ciddi zarar etmesi ve hatta ticari hayatına son vermesi dahi gündeme gelebilir.

 

Bu gerçekten hareket edildiğinde, artık bayinin de mutlaka fiyat metodolojisinin oluşum aşamasında bilgisine başvurulan, önerileri alınan bir konuma getirilmesi gerçeği ortaya çıkar.

 

Yine buradan hareketle, şayet 20 Haziran 2009 sonrasında bir tavan fiyat belirlenmesi halinde, bayinin kâr marjından indirilecek oran, mücbir sebep olarak kabul edilmeli ve bayinin o tarihte vermiş olduğu ihale tekliflerinde göz önünde bulundurulmalıdır.

 

Bayinin akaryakıt fiyat metodolojisinde mutlaka yer alması, kendisinin bilgisine başvurulması, kısacası bu metodolojiye müdahale hakkının olması gerekliliğini aşağıda açıklayacağımız şu örnek çok açık olarak ortaya çıkaracaktır.

 

Bayinin dağıtıcısının ikmal deposundan alıp istasyonuna getirdiği akaryakıt için ödediği nakliye ücreti, bayinin işletme giderleri arasında yer almasına rağmen, son günlerde bazı dağıtılarca bayinin kâr kalemi içinde gösterilmektedir.  Özellikle Kars, Erzurum gibi illerin akaryakıt ikmal noktalarının Trabzon gibi 350-400 km uzakta olan bayiler için bahse konu nakliye giderlerinin kâr kalemi içinde gösterilmesi bayiler açısından mağduriyet boyutunun daha da artmasına yol açmaktadır. Dolayısıyla fevkalade aldatıcı olan bu hususun Sayın Kurulunuzca mutlaka dikkate alınması gereklidir.

 

Bu ve buna benzer hususların, fiyat oluşumu aşamasında gündeme getirilebilmesi ise ancak bayiye fiyat metodolojisine müdahale imkanı tanınması halinde mümkün olabilir.

 

Kaldı ki, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun amacını belirleyen 1. Maddesindeki “şeffaflık” ilkesine göre de, akaryakıt bayileri, fiyat metodolojisi oluşturulurken, bu oluşumun içinde olması, dolayısıyla bilgi alış verişinde bulunulması gereken bir kesim olmalıdır.

 

Yukarda detaylı olarak sunduğumuz bilgilerin dikkate alınarak;

 

1.    Akaryakıt fiyatlarına müdahaleden mümkün olduğunca kaçınılmasını,

2.    Böyle bir müdahale kaçınılmaz hale gelir ise veya normal şartlarda dağıtıcıların fiyat metadolojilerini onaylar iken AB ülkelerindeki akaryakıt bayiliği ile Ülkemizdeki akaryakıt bayiliğinin oluşumu arasında büyük farklar olması nedeniyle fiyat karşılaştırılmasında bunun mutlaka göz önüne alınmasını,

3.    01.01.2005 tarihinden sonra ülkemizdeki akaryakıt istasyonlarındaki genel ve işletme giderlerindeki artışların gözden ırak tutulmamasını

 

Bayilere fiyat metodolojisini bilme ve buna müdahale edebilme imkânının tanınmasını emir ve müsaadelerinize arz ederiz.

HABER ARŞİVİ

Aylara Göre Haber Sayıları: Haberleri görmek için sayıların üzerine tıklayın.

Yıllar Oca. Şub. Mar. Nis. May. Haz. Tem. Ağu. Eyl. Eki. Kas. Ara.
2024 35 40 30 11 0 0 0 0 0 0 0 0
2023 46 37 55 111 55 43 50 52 48 44 24 35
2022 80 89 110 58 77 91 54 50 49 62 60 59
2021 34 41 62 51 43 41 36 40 51 59 41 58
2020 13 7 28 71 51 38 27 14 29 32 41 43
2019 26 25 25 18 15 27 15 22 24 21 17 20
2018 17 30 22 13 32 19 20 19 41 43 46 37
2017 23 17 34 17 23 29 27 27 24 31 28 27
2016 23 34 21 41 27 29 7 25 13 27 26 26
2015 18 19 30 25 5 23 21 29 13 21 8 30
2014 18 13 21 19 18 13 9 15 9 11 22 23
2013 20 16 23 24 22 29 22 20 17 20 18 23
2012 22 34 49 30 24 27 26 23 13 17 9 25
2011 9 6 11 12 8 18 18 8 4 11 18 16
2010 14 14 15 10 8 7 14 5 12 4 7 26
2009 16 23 23 17 26 41 51 38 17 28 31 23
2008 3 5 3 2 2 8 7 11 8 17 28 15
Haber Tarih Aralığı: 2009 - 6. ay
  • BP YUNANİSTAN ΄dan ÇIKIYOR (28 Haziran 2009 Pazar)
  • İKİ AY SONRA FİYATLAR NE OLACAK? (26 Haziran 2009 Cuma)
  • KAMU İHALELERİ NE OLACAK ? (26 Haziran 2009 Cuma)
  • BAYİ VE DAĞITICI KARI YARI YARIYA (26 Haziran 2009 Cuma)
  • BUGUN KURUL’dan ÇIKABİLECEK 3 KARAR (25 Haziran 2009 Perşembe)
  • KARAR GÜNÜ (25 Haziran 2009 Perşembe)
  • PETDER΄den FİYAT AÇIKLAMASI (23 Haziran 2009 Salı)
  • EPDK MAYIS AYINDA 19 YENİ LİSANS VERDİ (17 Haziran 2009 Çarşamba)
  • 20.06.2009 GERÇEKLERİ (16 Haziran 2009 Salı)
  • BASINDA BİZ..... (7 Haziran 2009 Pazar)