Petrol Ürünleri İşverenler Sendikası (PÜİS), dün akşam İstanbul’da sektörün bir araya geldiği 41. Geleneksel İftar Yemeği davetini düzenledi.

PÜİS, dün akşam Sheraton İstanbul Ataköy Hotel’de 41. Geleneksel İftar Yemeği’ni düzenledi. Sektörün yoğun katılım gösterdiği iftar davetinde, PÜİS Başkanı İmran Okumuş bir konuşma yaptı. Okumuş, sektörün sorunlarına değinirken yeni düzenlemeleri, akaryakıtla ilgili alınan kararları ve geleceğe dair beklentilerini davetlilerle paylaştı.

PÜİS Başkanı İmran Okumuş sözlerine şöyle başladı; “Sayın milletvekilim, akaryakıt dağıtım şirketlerinin çok değerli temsilcileri, sivil toplum kuruluşları, kamu yöneticileri, çok değerli davetliler ve değerli üyelerimiz… Kutsal Ramazan ayında oruçlarınızı, ibadetinizi, bizim soframızda, bizlerle paylaştığınız için çok teşekkür ederiz. Çok güzel bir topluluk bir araya geldi. Bu yıl büyük ailemizle beraber gelenekselleşmiş iftar davetimizin 41’incisini gerçekleştiriyoruz.”

“Biz ‘konu vatansa gerisi teferruattır’ bilinciyle hareket eden bir topluluğuz”

İmran Okumuş, Türkiye’nin şuan ki durumunu değerlendirdi; “Türkiye’nin ve dünyadaki müslümanların bildiğine inandığım ‘yerli ve milli bilinç’ diye bir kavram var. Bu bilincin çok farkında olan ve daima devletinin yanında olan bir sektör var. Bunu sadece söylemleriyle değil, eylemleriyle de ispat etmiş bir sektör. Bu konuda bir ödül verilecekse bunu en çok akaryakıt sektörü hak etmektedir. Açık sözlülükle söylüyorum. ‘Konu vatansa gerisi teferruattır’ bilinciyle hareket eden bir topluluğuz biz. Sektörümüzün bu tutumunun da göz ardı edilmeyeceğine de inandığımızı belirtmek isterim” dedi. Ülkenin önemli dönemlere şahitlik ettiğini belirten İmran Okumuş, gelecek seçimin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını dilediğini iletti.

“Hükümetimizin sektörümüz adına attığı adımlar bizi çok mutlu etti”

Okumuş, “Bu yıl hükümetimizin sektörümüz adına attığı adımlar bizi çok mutlu etti. Bakanlarımız yeni düzenlemelere gitti ve bu birçok şeyin başlangıcı oldu. Geçmişteki uygulamaların özellikle 2003 yılında alınan ve 2005 yılında uygulanan 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunuyla ilgili sektörde birçok değişiklik oldu. 5015 sayılı kanunun sektörümüzü kucaklamadığını ve yetersiz olduğunu düşünüyoruz. Biz inanıyoruz ki verilen cezalar öldürücü değil caydırıcı olmalı. Zor durumda yolda kalmış bir komşusuna 30 litre yakıt tedarik etmenin cezasının 972 milyon lira olmaması gerektiğine inanıyoruz” dedi.

“Mali disiplinsizliği önleyecek en önemli kararlardan biri fatura satışının önlenmesi olacaktır”

Başkan İmran Okumuş, “Maliyetin altında yapılan satışların da sektörümüze ciddi anlamda zarar verdiğini hepimiz biliyoruz. Dürüst ticareti ilke edinen, vergilerini eksiksiz ödeyen, ÖTV’lerin KDV’sini bile peşin veren bir sektörüz. Veresiye satış yaptığımız ve alamadığımız paraların bile KDV’sini değiştirmeyen bir sektörüz. Buradan ÖTV uygulamasını değiştirecek bir öneride bulunmak istiyorum. Akaryakıt ticaretindeki mali disiplinsizliğin önüne geçecek en önemli kararlardan birisi fatura satışının önlenmesiyle olacaktır. Şuanda birçok yerde akaryakıt yerine fatura satıldığı bilgisi hepimizin kulağına gelmekte. Biz de bunun bilgisini yetkili kurumlara, mercilere iletmiş bulunmaktayız. KDV’nin ÖTV’ye dahil edilmesini, akaryakıtta KDV’nin geriye çekilmesini, ulaştırma gibi benzer sektörlerde de aynı indirimin uygulanması gerektiğini düşünüyoruz. Kayıt dışı indirim ve satış yapanları da engelleyeceğini umuyoruz. Sizlerin gıyabında şuan aramızda olmayan EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz ve yöneticilerine çok teşekkür ediyorum. Kendilerinin son 1 ay içerisinde maliyetin altındaki satışlarla ilgili Maliye Bakanlığımıza bir öneri, bir taslak sunduklarına birebir şahit oldum. Ortaya atılan öneri şuydu; EPDK ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın görüşü sektördeki usulsüzlükleri önlemek için irsaliye ve sevkiyatını yasaklanması. Akaryakıt, vergisi yüksek bir ürün; kayıt dışıyla mücadelede hırsızlık edemezsiniz. Eğer niyeti çalmak çırpmaksa bunu engelleyemezsiniz. Ama onu yaptırımlarla, kanunlarla cezalandırabilir, disipline edebilirsiniz. Bu düşüncemizi hem Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımıza, hem EPDK’ya hem de Maliye Bakanlığımıza ilettik. Bakanlıklarımızdan bu düzenin sağlanacağına dair sözümüzü aldık” diye konuştu.

“Bu sektörün birlikteliğe ve desteğe ihtiyacı var”

Okumuş sözlerini şöyle sürdürdü; “Kanunlarda da belirtildiği gibi dağıtıcı ve bayinin karı kuruşu kuruşuna belirlenmiştir. Bu doların ve petrolün fiyatına göre değişebiliyor. Devletimizin ÖTV’yle ilgili aldığı karar bizi çok sevindirdi ama kendi içimizdeki sorunlar için tam olarak çözüm olmadı. Bunun için konuyla alakalı bir yazıyı kaleme aldık ve EPDK’ya başvurduk. Şuanda dağıtıcı da bayi de bırakın karı, zarar etmektedir. Lakin ben bir çağrı yapıyorum sektör arkadaşlarımıza; gelin bir takvim belirleyelim. Bunu çok kısa zamanlarda yapamayız ama 3-5 ay bir zaman koyalım önümüze. Tüketiciyi mağdur etmeyelim, bu yüzde 20’leri de kuruşa dönelim. Bu kurumların yapabilecekleri bir şey değildir. Bizim sektör olarak bunu içimizde çözmemiz gerekir. Bu sektörün birlikteliğe ve desteğe ihtiyacı var.”

PÜİS Başkanı İmran Okumuş, “Bir diğer konu da yazar kasa değişimi. Biz diliyoruz ki maliyetler azalsın, sektör rahatlasın ve bu durum tüketiciye de yansısın. Sektörün üzerinden bu yükler kalkarsa umuyoruz ki teknolojiyle yönetilmesinin de önü açılacak. Otomasyon, yazar kasa ve pompa ayrı ayrı birimler. Üçünün arasında da bir entegrasyon yok. Böyle büyük bir sektörün içinde böyle durumlar olmaması gerektiğine inanıyorum. Sektör artık tüm sivil toplum kuruluşlarıyla kucaklaşmalı” dedi.

“Biz hep beraber mücadele edeceğiz ve haklarımıza kavuşacağız”

Piyasanın içindeki sorunları değerlendirirken kanunlarla ilgili değişmesi için çalıştıkları konulara da değinen Okumuş, şunları söyledi; “Akaryakıt piyasası kanunla belirlenen kurallar çerçevesinde ticaret yapar. En basit örnekle; benim fiyatlamamla toplamdaki fiyat aynı olmak zorunda aksi takdirde cezası 87 bin TL. Bir başka konu da 6455 sayılı Gümrük ve Ticaret Bakanlığının kaçakçılıkla ilgili çıkardığı kanun. Bununla ilgili şahsımı suçlayan bir takım söylemler de oldu. Hiç önemli değil, çünkü ben bu konuya destek vermeye devam edeceğim. Bunun nedenini de şöyle açıklayabilirim; kanunun çıktığı yıl 2013, yıl 2018, 1100 istasyon kapalı. Neden? Kanun çıkmadan önce istasyonunu kiraya vermiş biri, kanun çıktığında ve onun kiraya verdiği müstecir, kaçakçı çıktığı için istasyonun 3 yıl kapalı olması adil mi? Biz de diyoruz ki; kanundan önce kiraya vereni 1 seneliğine affedin, kaçakçılık dışında. Böyle, buna benzer birçok sorunumuz var. Biz hep beraber mücadele edeceğiz ve haklarımıza kavuşacağız. Bu haklara kavuştuğumuzda ben yaptım değil, biz yaptık diyeceğiz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.