HABERLER
  • Brent petrolün varil fiyatı 90,38 dolar
  • Brent petrolün varil fiyatı 89,92 dolar
  • Günlük üretim 40 bin varili aştı
  • Araç sahipleri dikkat! 1 Ocak΄ta başlıyor...
  • ABD΄de petrol üretimi rekor kırdı
  • Brent petrolün varil fiyatı 89,74 dolar
  • Petrol fiyatları 5 ayın zirvesinde
  • Libya petrolü Sudan iç savaşını körüklüyor mu?
  • Brent petrolün varil fiyatı 87,28 dolar
  • Rusya Petrol Üretimini Düşürecek
  • Brent petrolde Paskalya tatili nedeniyle işlemlere ara verildi
  • Türkiye’nin petrol ithalatı ocakta yüzde 11,02 arttı
SEKTÖR RAHAT OLSUN

Petrol Piyasası Fiyatlandırma Yönetmeliği önümüzdeki günlerde yürürlüğe girecek.
Akaryakıt sektörü bu konuda 2007 yılından bu yana endişelerini her ortamda, her fırsatta dile getirdi, getiriyor.

Taslak, akaryakıt sektörü için milat anlamına gelen serbest piyasa sisteminin sonu mu?
Kamu şirketlerinin enerji sektörüne yoğun ilgisiyle başlayan ΄kamu atağı΄nda piyasaya müdahale ile ikinci aşamaya mı geçilecek?

EPDK΄nın bu taslağı yeniden gündeme alması ve sonrasında Kurul’dan geçirmesinin arkasında siyasi bir baskı mı var? Son günlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan arasında yaşanan gerginliğin sonrasında, bazı medya kuruluşlarının da etkisiyle sektör üzerinde baskı mı arttırılmaya çalışılıyor?

EPDK΄nın bu taslakla neyi amaçladığını ve taslağın ne anlama geldiğini bizzat EPDK Başkanı Hasan Köktaş΄a sorduk.

Petrol Piyasası Fiyatlandırma Yönetmeliği ile ilgili sektör oyuncularının endişelerine EPDK Başkanı Hasan Köktaş açıklık getirdi.

΄Serbest piyasaya veda mı ediyoruz?΄ sorusunun cevabını aşağıda bulacaksınız.

Röportaj sonrasında yine bazı yorumlarımız olacak…

***

Geçtiğimiz yıl gündeme gelen ve ΄serbest piyasaya müdahale΄ olduğu gerekçesiyle eleştirilere maruz kalan Petrol Piyasası Fiyatlandırma Sistemi Yönetmeliği, geçen hafta yapılan Kurul toplantısında yeniden gündeme geldi ve bazı değişikliklerle kabul edildi. Kısa bir süre sonra yürürlüğe girecek bu yönetmeliği hazırlarken dikkate aldığınız amaç ve gereksinimler hakkında bilgi verir misiniz? Yönetmelik, sizce serbest piyasaya müdahale anlamına geliyor mu?

Bu çalışmanın altında serbest piyasa modeline müdahale yoktur. Sadece şu anda var olan mekanizmaların şeffaf hale getirilmesi amaçlanıyor. Halihazırda uygulanmakta olan fiyatlandırma mekanizmalarının dışında yeni bir durum yok. Sadece, rafineri ve dağıtım sistemi de dahil olmak üzere, uygulanmakta olan fiyatlandırma mekanizmalarının şeffaf hale getirilmesi söz konusu. Kaldı ki 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu EPDK΄ya bu yetkiyi veriyor. Zaten 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu΄nda EPDK΄nın piyasaya nasıl müdahale edeceğinin usul ve esasları çok net bir biçimde yazılı. Yani tavan fiyat belirlemek de dahil olmak üzere bu usul ve esaslar bellidir. EPDK bu yetkilerini bugüne kadar kullanmadı ve mevcut koşullarda kullanmayacağını da daha önce açıkladı. Şu anda yapılmakta olan düzenlemenin piyasaya müdahale edilmesiyle hiçbir alakası yok. Tamamen süreçlerin şeffaflaştırılması, tanımlanması ve bunun da paylaşılması gerekenlerle paylaşılması söz konusudur. Bunun dışında yeni bir durum yoktur.

EPDK, belirttiğiniz üzere bugüne kadar piyasaya hiç müdahale etmedi. Ancak, söz konusu yönetmelik ile birlikte petrol ürünleri için ΄bildirime tabi tarife΄ sisteminden ΄onaya tabi tarife΄ sistemine geçiliyor. Buradaki ΄onay yetkisinin΄ kullanılması, sizce  fiyatlandırma sistemine müdahale anlamına gelebilir mi?

Zaten şu andaki fiyat metodolojileri, vermiş olduğumuz lisansların bir parçasıdır. Rafineri alanında da dağıtım alanında da bu böyledir. Yani halihazırda bu mekanizmalar var zaten. Bildirim sisteminden onay sistemine geçildiği konusundaki değerlendirmelerde onay yetkimizin ne olduğunun çok iyi anlaşılması gerekir. Zaten onay tanımına baktığınız zaman tamamen metodoloji tanımı olduğunu göreceksiniz. Sistemin içerisinde kesinlikle piyasaya müdahale yoktur. Zincirin her aşaması, yani rafineriden dağıtıma kadar herkes kendi fiyat metodolojisini ilan etmiş ve taraflarla paylaşmış olacak. Bu verileri, şeffaf bir bilgilendirme süreciyle EPDK da edinmiş olacak. Biraz önce söylediğim gibi, bu konu zaten hem rafineri hem de dağıtım şirketlerinin lisans yükümlülüğü kapsamında olan bir konudur. Zaten var olan bir konunun daha sistematik ve bilgi akışının daha kolay hale getirilmesi amacıyla bu düzenlemeye geçmiş olduk. 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu΄nun piyasaya müdahale olarak verdiği yetki resmi olarak tavan fiyat belirleme müdahalesidir. Bilindiği gibi zaten böyle bir şey yoktur. Oradaki usul ve esaslar da çok nettir.

EPDK olarak piyasaya müdahale etme gibi bir düşünceniz olmamasına rağmen, son günlerdeki siyasi konjonktürün de etkisiyle, piyasaya müdahale yönünde üzerinizde siyasi bir baskı var mı?

Fiyatlandırma mekanizması ile ilgili bu çalışmalar ilk olarak 2007 yılında Kurul gündemine gelmiş. Bu çalışmalar daha sonra 2008 yılının Şubat ayında ve en son şekliyle de 2008 yılının Temmuz ayında Kurul gündemine gelmiştir. Dolayısıyla buradan da anlaşılacağı gibi bu çalışmanın konjonktürel bir takım tartışmalar ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. Bu, tamamen EPDK΄nın düzenleyici kurum sıfatıyla yapmaya çalıştığı bir piyasa düzenlemesidir. Konu bundan ibarettir.

Fiyatlara ilişkin konular basında çok yoğun bir biçimde yer aldığı dönemde dahi ben, piyasaya fiyat açısından müdahale etmenin ileride topluma farklı maliyetler olarak geri dönebileceğini, dolayısıyla da doğru olmadığını ifade ettim. Çünkü bugün piyasaya müdahalenin, mutlaka yakın bir gelecekte toplumun çok farklı maliyetlerle karşı karşıya kalmasını sağlayacağına inananlardanım. Bu çok önemli bir husus. Üzerimizde herhangi bir baskının olması mümkün değildir. Çünkü sonuçta EPDK΄nın karar organı Kurul΄dur ve Kurul da kararlarını 9 üyesi ile alır.

Bütün bu düzenleyici mevzuatı dikkate aldığımızda, EPDK söz konusu yönetmelikteki yetkilerini ΄fiyat belirleme΄ şeklinde kullanabilir mi?

Petrol piyasası serbest piyasa koşullarında çalışan bir piyasadır. 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu΄nun bize verdiği, bu piyasaya fiyat açısından müdahale etme yetkisini kullanmayı asla düşünmedik. Bugün de böyle bir şey kesinlikle gündemimizde yoktur. Yapılmak istenen  şey, liberal olan bir piyasanın aynı zamanda şeffaf  bir piyasaya dönüştürülmesidir. Belki daha da önemlisi, petrol piyasasının yapısal sorunlarını gidererek sağlıklı bir yapıya kavuşturulmasıdır. Sağlıklı işleyen bir piyasa ancak liberal koşullarda işleyebilir. Yapısı sağlıklı olamayan piyasalar sürekli müdahalelerle karşı karşıya kalır. Bu bizde olmayacak. Onun içindir ki yapmaya çalıştığımız şey, liberal ve şeffaf çalışan bir piyasadan öte yeni mekanizmalarla piyasayı daha da sağlıklı çalışır hale getirmektir. Bütün bunları yaptığımızda kendi iç mekanizmaları ile çalışan bir piyasa haline dönüşmüş olur ve düzenleyici kurumun hiçbir surette müdahalesine gerek kalmaz. Aksi takdirde sağlıksız çalışan bir piyasaya birileri sürekli müdahale etmek ister. Belki de bu zorunludur. Dolayısıyla şu anda yapılmaya çalışılan şey, tamamen kendi iç dinamikleriyle çalışan bir piyasa oluşturmaktır.  Tüm bunlar piyasa oyuncularına olan güveni de arttıracaktır ve petrol piyasasında öngörülebilirliği yüksek istikrarlı bir yapı oluşturulacaktır.

Bugünkü yapısı itibariyle sizce şu anda piyasa sağlıklı çalışmıyor mu?

Petrol piyasası oldukça dinamik bir piyasa. Dinamik bir piyasa olduğu için de sürekli gelişip değişiyor. Değişen koşulları, günün koşullarına göre uyumlu hale getirmek lazım. Kuşkusuz her sektörde olduğu gibi bu sektörde de sorunlar vardır. 2-3 ay önce 148 dolar civarında olan ham petrolün varil fiyatı bugün 93 dolar civarına kadar geriledi. Bizatihi bu gelişmeler bile sektörün içerisinde bir sorun olduğu anlamına gelmez mi?

Bahsettiğiniz sorunlar piyasaya müdahaleyi gerektiren nitelikte mi?

EPDK olarak piyasaya, fiyatlandırma açısından bir tavan fiyat belirleme esasına dayalı bir müdahaleyi bugünkü koşullar altında kesinlikle düşünmüyoruz.

EPDK Başkanı olarak akaryakıt piyasasında rekabet olduğuna inanıyor musunuz?

Aslında daha önce çeşitli toplantılar vesilesiyle konuya ilişkin görüşlerimi kamuoyu ile kısmen paylaştım. Teorik olarak, kuşkusuz çok oyunculu piyasalarda bir rekabet vardır. Bu geleneksel bir söylemdir. Ama akaryakıt sektörünü analiz ettiğimizde olması gereken düzeyde bir rekabetin olduğu tartışmalıdır. Akaryakıt sektöründe daha yüksek düzeyde bir rekabetin olabileceğini düşünüyorum. Ayrıca rekabetin yanlış yerde olduğunu düşünüyorum. Rekabet var ama yanlış yerde. Rekabetin aslında üründe ve finansal açıdan olması gerekirken, ağırlıklı olarak promosyon rekabetine dönüşmüş durumda. Oransal olarak çok ciddi bir promosyon veriliyor şu anda. Ancak promosyonlar, bizatihi sektörün kendi rekabet dinamiklerini etkilemiyor. Sektörün üründe ve finansal bir rekabet yapması lazım. Ürün ve finansal rekabetin dışındaki unsurlarla rekabet yapılması, aslında sektörün büyüklüğüne de zarar veriyor. Yani benim sektörümün temizlik malzemeleri veya ev gereçleri sektörlerinin pazarlamacısı gibi olmasından rahatsızlık duyuyorum. Bu sektör, nitelikli bir sektördür. Gerçekten Türkiye΄nin en önemli sektörlerinden bir tanesidir. Dolayısıyla bu rekabetin finansal ya da üründe olmasını insanlar arzu eder. Sadece EPDK Başkanı olarak değil aynı zamanda bir tüketici olarak da böyle olması gerektiğini düşünüyorum. Sonuçta ben de aracıma akaryakıt alıyorum ve bir tüketici olarak bu yapıyı çok arzu ederim. Kim arzu etmez ki? Çünkü, eminim ki Türkiye΄deki tüketicilerin büyük bir kısmı bugünkü promosyonlardan çok hoşnut değildir.

Serbest piyasaya müdahale edileceği yönündeki kaygıların temelinde, Kamu΄nun bir süre önce tekrar akaryakıt dağıtım sektöründe faaliyete başlaması ve ardından da fiyatlandırmaya yönelik yönetmelik çalışmaları var. Tüm bu gelişmeleri bir arada düşündüğünüzde, piyasada oluşan bu kaygıları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Tam aksine, şu anda tam liberal piyasaya doğru gidiyoruz. Bunun yanı sıra liberal piyasaya bir şeffaflık da getirmiş oluyoruz. Liberal piyasa, kuralsız ve örtülü bir piyasa değildir. Düzenlenmiş piyasaların en temel vasıflarından bir tanesi şeffaf olmalarıdır ve nitekim Kanunun tanımında da bu vardır.

Kamu eliyle dağıtıcı şirket kurmanın ne anlama geldiğini ve konuya ilişkin görüşümü kamuoyuyla çok net bir biçimde paylaşmıştım. Şunu çok net bir biçimde söylemem lazım ki, kamu terk ettiği bir sektöre dönmemelidir. Dağıtıcı lisansına sahip şirketlerin tamamı benim için eşit mesafededir. Biri diğerine tercih nedeni olamaz. Şirketlerin sermaye yapısına bağlı olarak davranış gösterip karar almayız. Şirketlere pozitif ya da negatif ayrımcılık yapılması kesinlikle söz konusu olamaz. Kanunun temel özelliklerinden bir tanesi de eşitlik ilkesidir. Ancak konuya teorik bir tartışma çerçevesinde yaklaşıldığında kamunun terk ettiği alanlara girmemesi gerektiğini, hatta bilinen asli fonksiyonları dışında mal ve hizmet üretimi açısından kesinlikle faaliyette bulunmaması gerektiğini zaten kamuoyuyla paylaşan biriyim. Kamu kaynaklı bir şirketin mal ve hizmet üretimi yapmaması gerektiğini bir dünya görüşü olarak şiddetle savunan bir insanım. Bunun yanı sıra lisans sahibi tüm tüzel kişiliklere, sermaye yapısına bakmaksızın, aynı mesafede olduğumu da ifade etmek isterim.

***

Sektör taslak konusunda doğal olarak endişeli. Taslağı hayata geçiren EPDK ise sektörün endişelenmemesi gerektiğine dikkat çekiyor. Hatta Başkan Hasan Köktaş endişelerin yersiz olduğunu özellikle vurguluyor. Ama sektör oyuncuları ΄Bu taslağın serbest piyasaya müdahalenin ilk adımı΄ olduğu konusunda hem fikir. İşin ilginç yanı bu yoruma varan kişiler arasında hukukçular çoğunlukta.

Biz Başkan΄ın sözlerine inanıyoruz, güveniyoruz. Sektörün de bu inancı ve EPDK΄ya verdiği desteği sürdürmesi gerekiyor.

Serbest piyasada atılacak en ufak geri adım bu sektörü yaralar, hatta bitirir. Bunu bir kez daha hatırlatmamızda fayda var.

60 bin ton ne olacak?

EPDK olarak birçok konuda teminat mektubu uygulamasına gittiniz. Peki böyle bir uygulamayı, özellikle dağıtım şirketlerinin kurulma aşamasında, ciddiyet ve süreklilik için bir niyet göstergesi olarak uygulamayı düşünüyor musunuz?

Böyle bir uygulama kuşkusuz yapılabilir. Ancak şu çelişkiye düşmememiz gerekir. Rekabeti arttırma gayreti içindeyken sektöre girmeyi zorlaştırma parametrelerini optimum noktada çakıştırmanız lazım. Yani bir taraftan sektöre girişi düzenlemeniz lazım diğer taraftan da rekabeti arttırıcı eylemler içinde olmanız lazım. Sektöre girişi ne kadar zorlaştırırsanız rekabeti o oranda düşürmüş olursunuz. Çünkü bunlar ters oranlı çalışan parametreler. Ayrıca getireceğiniz her bir yükümlülük sektör üzerinde ilave bir yüktür. Biz zaten sektöre gereksiz yüklerden arındırmaya çalışıyoruz.

Buradan, 60 bin ton şartını uygulamayacağınız sonucuna varılabilir mi?

Bilindiği gibi 60 bin ton şartı yasal bir yükümlülüktür. Bunu uygulamamak gibi bir durum söz konusu olamaz. Bilindiği gibi 60 bin ton şartı şu anda da uygulanıyor. Bunu uygulamama şansımız yok.

Petrol Piyasası Raporu

LPG Piyasası Dairesi΄nin hazırladığı LPG Sektör Raporu΄nda piyasaya ilişkin oldukça tatmin edici ve detaylı verilere yer veriliyor. Böyle bir raporu petrol sektörü için de hazırlayacak mısınız?

Biz sektörde şeffaflaşma isterken ve bu doğrultuda bir takım çalışmalar yaparken aynı konuyu kendi adımıza da uygulamaya çalışıyoruz. Arkadaşlarım şu anda bu yılın Petrol Sektör Raporu hazırlama ile ilgili çalışmayı yapıyorlar. Bu olacak. Ancak maalesef bir takım problemler yaşıyoruz. Örneğin; bazı konulardaki veri akışı yeterli değil. Siz bir sektör raporu hazırlarken o sektörün tüm verilerinin doğru bir şekilde elinizde olması gerekir. Petrol sektöründe bu veri akışı çok sağlıklı bir biçimde işlemiyor maalesef. Bu noktada da şeffaf olmayan bir süreç var. Dolayısıyla biz şu anda Kurum içinde sektör ile ilgili tam otomasyon sayılabilecek bir çalışmayı başlattık. Böylece bütün sektör dairelerimiz hem ortak bir veri tabanına sahip olmuş olacak hem de sektörden gelen bilgileri orada proses ederek nihai ve doğru olan sonuçlara ulaşmış olacak. Biz bunun temel bir eksiklik olduğunu biliyoruz. Bu sorun sadece petrol sektöründe değil elektrik sektöründe de var. Ümit ederim çok kısa bir süre içerisinde bu yazılımla beraber bütün bu sorunları çözmüş olacağız ve bu sektör raporları düzenli olarak ve çok güçlü bir biçimde yayınlamaya başlayacağız

ENERJİ PETROLGAZ

10.09.2008

 

 

HABER ARŞİVİ

Aylara Göre Haber Sayıları: Haberleri görmek için sayıların üzerine tıklayın.

Yıllar Oca. Şub. Mar. Nis. May. Haz. Tem. Ağu. Eyl. Eki. Kas. Ara.
2024 35 40 30 10 0 0 0 0 0 0 0 0
2023 46 37 55 111 55 43 50 52 48 44 24 35
2022 80 89 110 58 77 91 54 50 49 62 60 59
2021 34 41 62 51 43 41 36 40 51 59 41 58
2020 13 7 28 71 51 38 27 14 29 32 41 43
2019 26 25 25 18 15 27 15 22 24 21 17 20
2018 17 30 22 13 32 19 20 19 41 43 46 37
2017 23 17 34 17 23 29 27 27 24 31 28 27
2016 23 34 21 41 27 29 7 25 13 27 26 26
2015 18 19 30 25 5 23 21 29 13 21 8 30
2014 18 13 21 19 18 13 9 15 9 11 22 23
2013 20 16 23 24 22 29 22 20 17 20 18 23
2012 22 34 49 30 24 27 26 23 13 17 9 25
2011 9 6 11 12 8 18 18 8 4 11 18 16
2010 14 14 15 10 8 7 14 5 12 4 7 26
2009 16 23 23 17 26 41 51 38 17 28 31 23
2008 3 5 3 2 2 8 7 11 8 17 28 15
Haber Tarih Aralığı: 2008 - 9. ay
  • GSM’LER İÇİN YENİ KANUN (18 Eylül 2008 Perşembe)
  • EPDK΄ DAN YENİ LİSANSLAR (12 Eylül 2008 Cuma)