2012 Rekabet Mektubu’nun ana teması “piyasalardaki rekabeti olumsuz yönde etkileyen kamu politikaları ve uygulamaları” olarak belirlendi. Bu nedenle, mektubun başta hükümet olmak üzere merkezi yönetimin başbakanlık, bakanlık, genel müdürlük, başkanlık vb. kurum ve kuruluşları ile yerel yönetimin valilik, kaymakamlık, belediye başkanlığı gibi organlarında görev yapan bütün yöneticilere ulaştırılması hususunda gerekli çalışmalar yürütülmektedir. Mektubun asıl muhatabı politik veya bürokratik kesimde görev yapan kamu yöneticileridir. Ancak şüphesiz Rekabet Kurumu, mektupta ele alınan hususların toplumun tüm kesimlerini etkilemesi nedeniyle ve şeffaf bir kamu politikasının gereği olarak mektubu kamuoyu ile paylaşmayı son derece önemli görmektedir.

Mektupta bir piyasa ekonomisinin başarısının arkasında, vatandaşlara sağlanan “ekonomik özgürlüklerin” kapsamı ile ekonominin “küresel rekabet gücünün” yattığı vurgulanmaktadır. Kamu müdahalelerinin gerekçelerinin ve piyasalar üzerindeki etkilerinin değerlendirildiği mektupta, daha rekabetçi bir ekonomik yapı için kamu yönetiminin üzerine düşen görev ve sorumluluklara dikkat çekilmektedir.

Mektupta kamu müdahaleleri geniş manada tanımlanmıştır: Devlet, kimi zaman sosyal amaçlarla, kimi zaman ise piyasa başarısızlıklarından kaynaklanan etkinsizlikleri gidermek amacıyla iktisadi hayatı etkileyen düzenlemeler yapabilmekte, tedbirler alabilmektedir. Bunun yanında devlet, piyasalarda kamu iktisadi kuruluşları aracılığıyla önemli bir satıcı veya sağlayıcı olarak varlığını sürdürürken, kamu ihaleleri yoluyla da ekonomideki en büyük alıcı konumunda bulunabilmektedir. Kamunun iktisadi hayatta gerek düzenleyici gerekse iktisadi bir oyuncu olarak varlığı ile bu piyasaların etkin bir şekilde işlemesi arasında ise doğrudan bir ilişki söz konusudur. Dolayısıyla, kamu kesiminin icra ve düzenlemelerinin piyasalardaki rekabet üzerinde doğrudan etkileri bulunması kaçınılmazdır. Mektuba göre, bu durum aynı zamanda, rekabetçi ekonominin gelişimi için kamunun rolünün ne derece önemli olduğunun açık bir göstergesidir. Bu nedenle mektupta, kamu kesiminin rekabetçi anlayış ve uygulamalara olan duyarlılığının artması; mülkiyet, ticaret, girişim ve rekabet özgürlüğünün gelişmesi açısından son derece önemli bir unsur olarak ortaya konmaktadır. Ayrıca, Prof. Dr. Kaldırımcı, bir ülkede ekonomik özgürlük seviyesi yükseldikçe, bireylerin refah düzeyinin arttığına yönelik küresel göstergelere özellikle dikkat çekmektedir.

Ekonomik özgürlüklerin önünü açan, ülkenin rekabet gücüne katkıda bulunan bütüncül bir kamu yönetim anlayışının gerekliliği mektubun hassasiyetle üzerinde durduğu bir husustur. Mektup, bu yönüyle tüm kamu kurum ve kuruluşlarını, rekabetçi piyasaların korunması ve gelişimi için çaba harcayan Rekabet Kurumu’nun birer paydaşı olarak değerlendirmektedir. 

Rekabet Kurumu’nun tespit, öneri ve beklentilerinin, özellikle kamu yöneticileri tarafından dikkate alınacağı ümidiyle, 2012 Rekabet Mektubu’nu kamuoyumuzun bilgisine sunuyoruz.

2012 Rekabet Mektubu için  tıklayınız

18 Şubat 2012