HABERLER
  • Brent petrolün varil fiyatı 83,88 dolar
  • Nijerya΄da yakıt krizi: Birçok benzin istasyonu kapandı
  • Akaryakıt Ürünlerinde Fiyat Artışı
  • Türkiye΄nin petrol ithalatı şubatta yüzde 11 arttı
  • Brent petrolün varil fiyatı 85,59 dolar
  • Yeni Nesil ÖKC’lere geçişte süre uzatımı
  • Küresel piyasalarda petrol ve gaz keşifleri yarıya düştü
  • Brent petrolün varil fiyatı 87,56 dolar
  • Akaryakıt depolama tesislerinde tarife değişikliği
  • Brent petrolün varil fiyatı 89,45 dolar
  • ABD΄nin ticari ham petrol stoku 6,4 milyon varil azaldı
  • MOTORİN’DE İNDİRİM
“ SEKTÖRE GETİRDİĞİMİZ YENİLİKLERLE 2009’U BAŞARILI GEÇİRDİK “

“ SEKTÖRE GETİRDİĞİMİZ YENİLİKLERLE

2009’U BAŞARILI GEÇİRDİK “

Türkiye LPG Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve İpragaz CEO΄su Selim Şiper, hem İpragaz΄ın nasıl bir 2009 yılı geçirdiğini hem de 2009 yılında Türkiye LPG sektöründe neler yaşandığını Enerji Petrol Gaz΄a değerlendirdi. Enerji Petrol Gaz Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Emre Ertürk΄ün sorularını yanıtlayan Selim Şiper; kriz döneminde LPG işiyle ilgili yeni atılımlar yaparak başarılı bir yıl geçirdiklerini söyledi. Şiper, İpragaz΄ın 2009 yılında marketing anlamında çok olumlu adımlar attığını dile getirerek forklift tüp ve marinegas projelerini örnek gösterdi.

 

“Gelecekte LPG’nin ekonomiye katkısı çok daha fazla olacak”

 

2009 yılı İpragaz için nasıl geçti? 

2009΄u İpragaz açısından değerlendirmeden önce, ilk olarak Türkiye΄yi sonra LPG pazarını ardından İpragaz΄ı değerlendirmek gerekir. Çünkü bunlar birbirini etkileyen detaylar. Türkiye, 2009 yılında oldukça başarılı bir şekilde sınavdan geçti. Çünkü Türkiye dünyada yaşanmış olan ekonomik krizden diğer ülkelere göre çok daha az etkilendi. Örneğin İzlanda AAA reytingi almış ve Türkiye΄nin 6 - 7 basamak üzerinde kredibilitesi olan bir ülkeyken, çok alt seviyelere gerilemiş, adeta konkordato ilan etmiş bir ülke oldu. Türkiye, 2001 yılında özellikle finans piyasası için alınmış tedbirler çerçevesinde, çok sağlam bir şekilde ayakta durdu. Türkiye maliye piyasalarında değil deprem, öncü bir sarsıntı dahi yaşanmadı. Bunlar Türkiye΄nin bu sınavdan başarı ile çıkmasının ispatıdır. Ekonomik tedbirler ve kararlar kısa vadeli değil uzun vadeli alınmalıdır. 2001 yılında alınmış tedbirler diğer ülkelere göre bizim çok daha sağlam ayakta kalmamızı sağladı. "Ben bugün bir karar aldım, yarın çok sağlam ayakta duracağım" demekle bu iş olamaz. Bu bir alt yapı ve süreç meselesi. Yani bu alınmış olan tedbirlerin doğru olarak uygulanıp devamlı kontrol edilmiş olması gerekir. Ekonomik hayatta "bugün karar aldım, yarın uyguladım ve dünyam değişti" diye bir şey olamaz. O nedenle devlet açısından kurumsallığın önemi vardır. Her iktidar değişikliğinde, her türlü düzenlemeyi kendinize göre yorumlamaya çalışırsanız, daha doğrusu uzun vadeli politikalar yerine kısa vadeli ama çabuk getiri getiren stratejilerin üzerine giderseniz, sürekli tökezlerseniz. Ne zaman ki uzun vadeli strateji belirleyip ona göre politika ve stratejileri izlerseniz, işte o zaman akıllı bir şekilde yönetmiş olursunuz. Türkiye bunu ispat etti. Türkiye ekonomik hayatı, artık yurt içi ve yurtdışı politikalardan, dünya üzerinde meydana gelebilecek fakat ekonomi ile alakası olmayan bir takım olaylardan bağımsızlığını ilan etmiştir. Artık bizim döviz kurumuz, ekonomik hayatımız ΄milli takım kazandı ya da kaybetti΄ ile aşağı-yukarı oynamıyor. Bu çok güzel bir gelişme ve Türkiye΄nin geleceği açısından çok güzel olaydır. Avrupa, Türkiye΄yi geri dönüş şampiyonu olacak ve gelecek sene diğer ülkelerden daha fazla bir gelişim gösterecek ülke olarak bekliyorlar. Öte yandan Türkiye kendine benzer ülkeler arasından en büyük küçülmeyi, yüzde altılık oranla yaşamış bir ülke. Ama biz bunu hayatımızın hiçbir yerinde hissetmedik. Yüzde altı küçülen bir ülkede bunların dramatik bir şekilde hissedilmemesi, Türkiye΄nin çok sağlam bir omurgaya oturduğunun ispatıdır. Diğer ülkelere oranla iş kaybetme oranı daha az boyutta yaşandı.

Enerji sektöründe ise, işsizlik konusunda aşırı büyük hadiseler yaşanmadı. Petrol fiyatlarının düşük seyretmesi, önce enflasyona ardından da borçlanma ihtiyacımıza olumlu etki yarattı. LPG pazarına baktığımız zaman ise öncelikle otogaz segmentinin büyümesini devam ettirdiğini söyleyebilirim. Tüplü pazar 2009 yılında bizi paniğe kaptıracak boyuttan daha az daraldı. Üstelik daralmayı çift haneli düşünürken yüzde sekizlik seviyede kalarak tek haneli olacak gibi duruyor. Diğer olumlu gelişme ise yaz ve kış ayları arasındaki satış farklarının minimum seviyelerde kalması. Başka bir değiş ile Ocak ayı ve Temmuz ayı satışları eskiden yüzde 20-25 arasında fark ederken, artık fark bu boyutlarda olmuyor. Bunun nedeni LPG΄nin ısınma pazarında kullanılmıyor olması. Türkiye΄de kullanılan tüplü LPG΄nin büyük bir kısmı sadece yemek pişirme gibi ihtiyaçlarda kullanılıyor. Dökme LPG΄de ise pazar daralması devam etti. Çünkü dökmeyi sanayi tesisleri kullanıyor ve onların girdiği ekonomik sıkıntılar satışları etkiledi. Ancak dökme pazar payında EPDK rakamları incelendiğinde bir artış görülecektir. Bu durum sadece PETKİM΄in hammadde olarak satın aldığı yüksek miktarlardır. Tek alıcı, tek tonaj. Bu esasında, toptan satışa giren bizim anladığımız anlamda dökme dağıtımı değil. Dolayısıyla bu artış kimseyi yanıltmasın.

Sektör açısından bakıldığında gerek dernekler, gerekse TOBB LPG Meclisi olarak dilimiz döndüğünce sektör sorunlarını aktarmaya devam ettik. Bu açıdan bir mesafe alındı mı? Çok büyük mesafeler alınmadı. En azından gerek EPDK yetkilileri olsun, gerekse bu konuya vakıf diğer siyasiler olsun, aramızdaki birbirimizi anlama ortamı bir adım daha gelişti diyebiliriz. Bu da bir diğer olumlu gelişme. Türkiye piyasasında çok fazla fark edilmese de gelecek yıllar için oldukça etkisi olacak bir gelişme olarak, Dünyada LPG konusunda büyük mesafeler kat edildi. Bir anda LPG΄nin özellikle çevre dostu olmasıyla ilgili birçok kanıt ortaya çıktı. Bugün gelinen noktada hem Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Paneli΄nin kabul ettiği hem de bilimsel otoritelerin kabul ettiği üzere LPG, diğer fosil yakıtların içerisinde çevre dostu olarak en önde gelendir. İleride Türkiye΄de Kyoto Protokolü, karbon emisyonu, azot oksit, kükürt oksit gibi emisyon limitleri ile uğraşacak. Bu açıdan bakıldığında gelecek zamanlar adına LPG΄nin ekonomiye katkısı çok daha fazla olacak.

 

“2009 yılında İpragaz, marketing alanında olumlu adımlar attı”

 

2009’da yaşanan gelişmeler İpragaz’a nasıl yansıdı?

 

İpragaz, 2009 yılını bu gelişmeler çerçevesinde iyi geçirdi. 2008 yılı Eylül ayında, dünyanın krize doğru sürüklendiği dönemde, almış olduğumuz bazı stratejik kararlar vardı. Bunlardan birincisi paramıza sahip olmamız gerekliliğiydi. Tahsilatı, yüksek ıskontolarla tonaj satmaya tercih ettik. Bu sayede para tahsilat süremizi kayda değecek şekilde birkaç gün kısalttık. Bizim gibi hatırı sayılır ciroları olan şirketler açısından, günlük cironuzun da mali değeri yüksek olur. Biz de bunun tabiî ki faydasını gördük. İkinci kararımız, kriz nedeni ile hiç kimsenin işten çıkarılmayacağıydı. Bu kuralımızı da tüm personelimize deklare ederek yerine getirdik. Üstelik 2008 yılındaki istihdamımızı, 2009 yılında daha da arttırdık. Üçüncü kararımız ise sakin geçecek dönemlerde küçülmeye gitmek yerine yeni iş alanları ve stratejileri belirleyip, bu dönemi büyüyerek geçirmekti. Bir anlamda, yeni gelir kaynakları bulma arayışlarına devam ettik. Yeni alan derken, İpragaz olarak tek bir stratejimiz var biliyorsunuz; "Biz en iyi bildiğimizi düşündüğümüz işi yaparız, bu da LPG΄dir." Dolayısıyla işimizle ilgili yeni alanlara açılmayı kastettim. Buna örnek olarak forklift tüplerimizi, forklift sistemlerimizi ve Maringas lansmanımızı verebiliriz. Öte yandan Türkiye΄ye en fazla Isı Şemsiyesi ve Isı Piramiti getiren şirketin biz olduğunu düşünüyorum. Tabi ki bunun yanında hala süre gelen ve ileride açıklayacağımız projelerimiz de mevcut. 2009 yılında İpragaz, marketing alanında olumlu adımlar attı. Kriz dönemindeki reklam pazarını çok verimli değerlendirdik. Fazla reklam bulunmadığı dönemlerde, Türkiye΄nin önde gelen reklam vereni haline geldik. Yeni otogaz reklam filmimiz gibi çalışmalarla, pazarlamanın tüm kaldıraçlarını kullanarak çok başarılı bir marketing çalışmamız oldu. Dolayısıyla 2009, İpragaz açısından mutlu geçirdiğimiz bir yıl oldu ve gelecek yıllarda "en kötü yılımız böyle olsun" demekten başka bir şey yapmıyoruz.

 

“Sektör, indirimi tüketiciye yansıttı”

 

2009’un olumlu geçmesi, finansal tablolarınıza ve rakamlarınıza nasıl yansıdı?

 

İpragaz΄ın cirosunun büyük kısmı hala tüplü satıştan kaynaklanıyor. Ardından otogaz satışlarımız geliyor, dökme gaz ise daha az. Bir de LNG işimiz olduğu için otogazla dökme gaz baş başa gidebilir. Bu sene LPG ve petrol şirketlerinin vergi dairelerine beyan etmek durumunda oldukları cirolarda rakamsal azalmalar olacak. Nedeni ise gaz ya da petrol fiyatlarının düşük olmasıdır. Temmuz 2008΄de 950 dolar olan gaz, Aralık 2008΄de 330 dolar/ton oldu. Bu seneye 400 dolar/ton ile başladık fakat 600 dolar/ton ile bitiriyoruz. Bu da şunu gösteriyor ki sektör, hammaddeden gelen farkı marjlarına kar olarak yazmadı. Bunu aynı şekilde tüketiciye yansıttı. Dolayısıyla bu da doğru bir çalışma.

“Nereye giderseniz gidin, otogazda 1.50 TL/litre seviyesinden 1.80 TL/litre seviyesine kadar değişik fiyatlar görebiliyorsunuz”

 

Temmuz ayında akaryakıtta uygulanan tavan fiyat uygulamasının  LPG sektörüne yansıtılması da bir ara gündeme taşındı. Ancak, yapılan incelemelerde gerek olmadığına kanaat getirildi. Bunun nedeni sizce nedir?

 

Türkiye΄de özellikle otogazda, benzer sektörlerde görülmemiş bir rekabet yaşanmıştır. Tavan fiyat uygulamasının otogaza getirilmemesinin nedeni ise rekabet kurallarının otogazda en olması gereken şekilde işlemesidir. Fiyat rekabeti tüketicinin lehine söz konusudur. EPDK olsun, Rekabet Kurumu olsun tüketici lehine oluşacak her türlü rekabeti sempati ile karşılıyor. Promosyon da reklam da bir rekabet unsurudur. Reklamların çoğu tüketiciyi bilgilendirmek adına yapılıyor. Bu açıdan tüketici yararınadır. Fakat reklam yapan şirketin maliyeti daha fazla. Promosyonlar da tüketici yararına olan bir çalışma. Türkiye΄de promosyon ürünü almak için markasını değiştiren kişiler var. İnsanlar hediye olarak almak varken, cebinden para çıkararak almayı tercih etmiyor. Dolayısıyla bu da bir rekabet unsurudur. Bunların göz ardı edilmemesi lazım. Birde etikette gördüğümüz fiyatlar var. Zaten LPG piyasasında, özellikle de otogaz piyasasında bu farklılıklar mevcut. İlçe içerisindeki istasyonlarda bile ciddi oranda farklı fiyatlar var. Nereye giderseniz gidin, otogazda 1.50 TL/litre seviyesinden 1.80 TL/litre seviyesine kadar değişik fiyatlar görebiliyorsunuz. Aynı tabloyu tüplügaz satışında da görebiliyorsunuz. Ürün de aynı veya birbirine çok yakın olunca, LPG sektöründe rekabetin son derece gelişmiş olduğunu görmek zor olmuyor. Akaryakıtta yapılan tüm incelemeler LPG΄de de yapıldı ve bu sebeple tavan fiyat uygulamasına gidilmedi.

“LPG΄nin çevreci yanının daha da ön plana çıkacağı kanaatindeyim”

 

İpragaz΄ın 2010 planları nelerdir?

 

Yıllık stratejiler kısa dönemlidir. Bizimkiler çok uzun zamandan beri uygulamaya koyduğumuz stratejilerdir. Meyve vereceği zamanlar elbette farklıdır. Elma ağacı üç yaşında meyve verirken, zeytin ağacı yedi yaşında verir. Bu dinamizm sürecektir. Üzerinde çalıştığımız projelerimiz var. LPG΄nin çevreci yanının daha da ön plana çıkacağı kanaatindeyim. Bu konuda da çalışmalarımız var. Marketing faaliyetlerimiz aynı yön ve doğrultuda devam edecek. Eski alışkanlıklarımızı unutmadan daha nice işler yapmaya devam edeceğiz.

“LPG pazarı son derece şeffaf”

 

2009 yılını denetimler açısından nasıl değerlendiriyorsunuz? Daha önce dökme gazla otogaz arasındaki vergi farkından dolayı yapılan suiistimaller 2009΄da da devam etti mi?

 

Denetimler daha aktif olarak yapılmalı. Disiplinli bir piyasaya kavuşmak adına daha ciddi ve sık yapılmasını LPG sektörü açısından olumlu bulurum. Aradaki ÖTV farkından dolayı şüphesiz ki kayma var. Ama geçmiş dönemlere göre çok daha mütevazi bir haldedir. LPG pazarı oldukça şeffaf boyutta. Ne kadar dökme ne kadar tüplü gaz satılır, artık biliniyor. Rakamlarında tuhaflık olan şirketler incelendiğinde, bu durumda minimuma indirilir. Suiistimaller 2005-2006΄da yaşanılan miktarlarda yaşanmasa da 2008΄in kabul edilebilir oranlarında olduğunu düşünüyorum. Elbette hiç olmamasını arzu ederim.

“Organik büyümenin olmadığı yerlerde, inorganik büyüyebiliriz”

 

İpragaz, birleşme ve satın alma süreçleriyle anılıyor. İnorganik büyüme konusunda bir hamleniz olacak mı?

 

Biz LPG ve benzeri işler yapıyoruz. Dolayısıyla bu konuda büyümeyi hedefliyoruz. Organik büyümenin olmadığı yerlerde, inorganik (şirket satın alma vb.) büyüme hedeflerimiz var. Bu faaliyetlerimizi 2010΄da belirli noktalara getireceğimizi ümit ediyoruz.

 

"Kırsal motorin kaldırılırsa dizel gaz pazarı gelişebilir"

 

Bildiğiniz üzere, akaryakıt piyasasının en yüksek hacimli ürünü olan kırsal motorinin dolaşımdan kaldırılması söz konusu. Bu ürün değişimi otogaz sektörünü sizce nasıl etkileyecek?

 

Otogaz pazarını etkilemesi için, dizel motorların LPG destekli kullanımının gerçekleşmesi gerekir. Bu konunun dünyada örnekleri var. Özellikle Avustralya΄da bu sistem çok önde. Burada birinci jenerasyon dönüşüm sistemleri bitti artık ikinci jenerasyon denilen sisteme geçildi. Burada söz konusu olan şey dizel yakıtın içine LPG enjekte etmek. Bununla beraber, yanma verimini arttırarak tasarruf ve emisyon azalması temin etmek söz konusu. Eski birinci jenerasyon dediğimiz sistemlerde devamlı olarak LPG enjekte ediliyordu. Dolayısıyla, motora bazı olumsuz etkileri olabileceği teorik olarak düşünülmekteydi. İkinci jenerasyon dediklerimiz ise daha sofistike, elektronik devrelerle değişik noktalardan, değişik parametreleri ölçümleyerek motorun o an ihtiyacı olan kadarını enjekte etmesi söz konusu. Bizim de bu konuda çalışmalarımız var ve ümit ediyoruz ki 2010 yılının ilk zamanlarında daha geniş kapsamlı bir lansmana tabi olacak. Dizel gaz sistemleri ile otogazda bir miktar pazar büyümesi olabilir. Enjekte edilen LPG miktarı az seviyede olduğu için büyük bir pazar değişimi olacağını öngörmek mümkün değil.

 

“LPG yan iş olarak değil, odaklanarak yapılması gereken bir iştir”

 

Bünyesinde LPG olmayan akaryakıt dağıtım şirketlerinin bazıları, 2010 yılında kendi LPG dağıtım şirketlerini işler hale getirmeyi planlıyor. Siz sadece LPG

tedarik eden bir dağıtım şirketi olarak bu girişimi nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

Herkes her şeyi başka insanlardan çok daha iyi yapabilir. Bu konuda saygım sonsuz. Ancak bu konuda niyeti olan arkadaşlarımdan şunu düşünmelerini rica ederim; LPG sektörü kendine has özellikleri olan bir iştir. O nedenli ayrı teknik kurallara ve kanuna tabiidir. Bu iş X΄den aldım Y΄ye götürdüm gibi basit bir iş değildir. Bu pazara girecek kişilerin LPG΄nin ne olduğunu, kendine has özelliklerini ve ticaretinin nasıl yapıldığını çok iyi bilmesi gerekir. LPG yan iş olarak değil, odaklanarak yapılması gereken bir iştir. Aksi taktirde biz de akaryakıt dağıtım şirketi olurduk ama biz gaz işini biliyoruz. Maddenin gaz hali ile sıvı hali arasında çok fark vardır. Bunu çok iyi bilmek ve tecrübe ile bir yere gelmek lazımdır. Ticaret elbette ki özgürdür, herkes her şeyi yapabilir ama hakkını vererek yapmalıdır.

 

www.petroturk.com

HABER ARŞİVİ

Aylara Göre Haber Sayıları: Haberleri görmek için sayıların üzerine tıklayın.

Yıllar Oca. Şub. Mar. Nis. May. Haz. Tem. Ağu. Eyl. Eki. Kas. Ara.
2024 35 40 30 20 6 0 0 0 0 0 0 0
2023 46 37 55 111 55 43 50 52 48 44 24 35
2022 80 89 110 58 77 91 54 50 49 62 60 59
2021 34 41 62 51 43 41 36 40 51 59 41 58
2020 13 7 28 71 51 38 27 14 29 32 41 43
2019 26 25 25 18 15 27 15 22 24 21 17 20
2018 17 30 22 13 32 19 20 19 41 43 46 37
2017 23 17 34 17 23 29 27 27 24 31 28 27
2016 23 34 21 41 27 29 7 25 13 27 26 26
2015 18 19 30 25 5 23 21 29 13 21 8 30
2014 18 13 21 19 18 13 9 15 9 11 22 23
2013 20 16 23 24 22 29 22 20 17 20 18 23
2012 22 34 49 30 24 27 26 23 13 17 9 25
2011 9 6 11 12 8 18 18 8 4 11 18 16
2010 14 14 15 10 8 7 14 5 12 4 7 26
2009 16 23 23 17 26 41 51 38 17 28 31 23
2008 3 5 3 2 2 8 7 11 8 17 28 15
Haber Tarih Aralığı: 2010 - 1. ay
  • EPDK ‘DA YENİ ATAMALAR (28 Ocak 2010 Perşembe)
  • AKARYAKITTA DÜNYA REKORU NEDENMİŞ (11 Ocak 2010 Pazartesi)
  • EPDK YENİLENİYOR (10 Ocak 2010 Pazar)
  • BASINDA A PLUS (7 Ocak 2010 Perşembe)