20:11 | 28.Ağustos.2023
Yüksek enflasyon oranlarının yanı
sıra, akaryakıt fiyatlarındaki hızlı artış da bayileri olumsuz etkiliyor.
Personel ve işletme giderleri sürekli artan bayiler finansman sıkıntısı da
yaşıyor.
Personel ve işletme giderleri sürekli yükselen, üstelik tankerler artık
çok daha yüksek fiyatlara dolduğu için finansman maliyeti de artan bayiler, bu
finansmanı bulmakta da sıkıntı çekiyor. Bayilerin içinde bulunduğu durumu PÜİS
Başkanı İmran Okumuş ve TABGİS Başkanı Murat Bilgin, Enerji Petrol Gaz
okuyucuları için değerlendirdi.
Bayilerin kar marjı sorunu, mağduriyetleri, talep ve beklentilerini
dile getiren TABGİS ve PÜİS başkanları çözüm önerilerini de belirtti. TABGİS
Başkanı Murat Bilgin, ‘Türkiye’nin en büyük vergi dairesiyiz’ derken, PÜİS
Başkanı İmran Okumuş; ‘Her fiyat artışında kar payı sabit olduğu için bayilerin
kar payları yüzdesel olarak da sürekli düşüyor” ifadelerini kullandı.
PÜİS Başkanı İmran Okumuş:
‘BAYİLERİN FİNANSMAN İHTİYACI İÇİN ÖZEL KREDİ İMKANI SAĞLANMALIDIR’
Son zamanlarda akaryakıt fiyatlarına arka arkaya gelen zamlar nedeniyle
bayilerin finansman ihtiyaçları katlanarak arttı.
Ancak bankalar bayilerin artan kredi taleplerine yanıt vermek bir yana,
kredi limitlerini düşürmeye başladı.
Tarım bölgelerinde faaliyet gösteren bayilerimizin önemli bir kısmı
çiftçiye vadeli yakıt veriyorlar.
Dağıtım şirketlerinin bayilere uyguladıkları vadeleri tamamen
kaldırarak peşin parayla yakıt satma yoluna gitmeleri bu sorunu daha da
ağırlaştırdı.
Bayilerin bu yükün altından kalkması mümkün değil.
Finansman sıkıntısı bu şiddette devam ettiği takdirde, özellikle satışı
düşük olan, kırsal bölgelerde faaliyet gösteren akaryakıt bayilerinin yakıt
alıp faaliyetlerini sürdürmelerine imkan olamayacaktır.
Petrol piyasası mevzuatına göre 6 ay pompadan satış yapılmadığı
takdirde istasyonların lisansları sona erdirilmektedir.
Yılın 365 günü, günün 24 saati vatandaşlara hizmet veren
istasyonlarımızın yarattıkları istihdam ve katma değer, özverili bir şekilde
vergi tahsildarı gibi çalışarak hazineye topladığı vergiler göz önüne alınarak
akaryakıt bayilerine özel kredi imkanı sağlanmalıdır.
Bu yapılmadığı takdirde bayilerimiz tefecilerin eline düşecek ve
istihdam yaratan, devletin tahsildarlığını yapan, vergisini son kuruşuna kadar
ödeyen akaryakıt bayileri istasyonlarını tefecilere bırakmak zorunda
kalacaktır.
“ÖTV VE KDV BİRLEŞTİRİLİRSE SEKTÖRÜMÜZDEKİ VERGİ KAÇAKÇILIĞI BİTER”
Sektörümüzün en büyük sorunlarından biri akaryakıt ürünleri üzerinden
yapılan vergi kaçakçılığıdır. Akaryakıt ürünlerinden alınan KDV’nin devlet
hazinesine değil, fatura ticareti yapılarak birilerinin cebine girmesine yol
açan bu kaçakçılık, bir yandan devletimizin vergi kaybına neden olurken, diğer
yandan da sektörümüzde haksız ve yıkıcı bir rekabete yol açmaktadır.
Devletimizin vergi kaybının önlenmesi, sektörümüzde yaratılan haksız ve
yıkıcı rekabetin sona erdirilmesi ve dış satışların kontrol altına alınması
için KDV ve ÖTV’nin birleştirilmesi talebimizin acilen değerlendirilmesini
talep ediyoruz.
‘BAYİLERİN KAR PAYLARI ACİLEN MAKTUDAN YÜZDEYE DÖNÜŞTÜRÜLMELİDİR’
Bayiler sabit bir rakamdan oluşan kar marjı ile başta personel maaşı
olmak üzere, sürekli artan maliyetleri karşılayamıyor ve bu nedenle zarar
ediyor.
Bayilerin maliyet kalemlerindeki artışlar yüzde 200’ün üzerinde
gerçekleşirken, zaman zaman 2-3 kuruş seviyelerinde artan kar marjıyla bu
giderleri karşılaması mümkün olamıyor. Kar zarar tablolarında hep zarar yazan
bayiler bunu net olarak görüyor.
Ayrıca her fiyat artışında kar payı sabit olduğu için bayilerin kar
payları yüzdesel olarak da sürekli düşüyor.
Bayilerin bu maliyetlerin altından kalkabilmesi ve ayakta
kalabilmesinin tek yolu bayilerin kar paylarının maktudan yüzdeye
dönüştürülmesi ve verilecek yüzdesel kar payının hesaplanmasında enflasyon,
döviz kuru, asgari ücret, akaryakıt fiyatları, kredi kartı komisyonu ile enerji
maliyetlerindeki artışların göz önüne alınmasıdır. Bayilerin TSE vizeleri,
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı denetimleri, tehlikeli madde güvenlik danışmanı,
sorumlu müdür, iş güvenliği uzmanı, yeni nesil yazarkasalar gibi görünmeyen
birçok gider kalemi de mutlaka düzenleme yapılırken değerlendirilmelidir.
Yüzdesel olarak belirlenecek olan bayi kar payı tıpkı ÖTV artışı
kararında olduğu gibi yukarıdaki unsurlarda meydana gelen artışlara paralel
olarak 6 ayda bir arttırılmalıdır.
Bu düzenlemenin yapılmaması ve yaşanan bu soruna çözüm getirilmemesi
halinde başta kırsal kesimde faaliyet gösterenler olmak üzere devleti ve
milleti için gecesini gündüzüne katarak, kuruşu kuruşuna vergisini ödeyerek,
7/24 hizmet veren istasyonlar tek tek kapanacak ve atadan babadan bu mesleği
yapan, dürüst çalışan bayiler sektörden çekilecek ve sektörde tekelleşme
oluşacaktır.
“KREDİ KARTI İLE SATIŞLARIN YÜKÜ BAYİDE”
Akaryakıt sektöründe kredi kartı ile yapılan satışların payı her geçen
gün artıyor.
Akaryakıt fiyatlarının hızla artması, kredi kartı ile yapılan satışları
da arttırıyor.
Bayiler kredi kartı ile yaptıkları satışların bedelini ertesi gün
bankadan tahsil etmek istedikleri takdirde bankalar bayilerden POS komisyonu
alıyor. Şu anda yürürlükte olan ve Bankalararası Kart Merkezinin belirlediği
kredi kartı takas komisyonu oranı % 1.79.
Bir başka ifadeyle bayi zaten çok düşük olan kar payının % 1.79’unu
bankalara vermek zorunda kalıyor. Ayakta kalmak için çırpınan bayilerden alınan
bu yüksek komisyonların yapılacak bir düzenlemeyle çok cüzi miktarlara
düşürülmesi, bayilere bir nebze de olsa nefes aldıracaktır.
“NAKLİYE ÜCRETLERİ KAR PAYININ DIŞINDA YER ALMALI”
Halihazırda kar payının içinde yer alan nakliye ücretleri, bayilerin
önemli gider kalemlerinden biri. Hele hele akaryakıt fiyatlarının bu kadar
yüksek olduğu bir süreçte nakliye gideri büyük rakamlara tekabül ediyor. Fiyat
oluşumunun bir unsuru olması gereken nakliye ücretinin kar payının içinde yer
alması zaten çok cüzi bir kar payıyla ayakta durmaya çalışan bayilere darbe
vurmaktadır. Vakit kaybedilmeden gerekli düzenleme yapılarak nakliye ücretleri
kilometre bazında güncel rakamlarla belirlenerek kar payının dışında
verilmelidir.
TABGİS Başkanı Murat Bilgin:
‘BU KÂR MARJIYLA DEVAM EDEBİLECEK GÜCÜMÜZ YOK’
Türkiye’nin en büyük vergi dairesiyiz. Bu vergilerin çok büyük bir kısmını
bizler topluyoruz ama öyle bir kâr marjıyla çalışıyoruz ki artık devam
edebilecek gücümüz yok.
Çok basit bir şekilde anlatmak gerekirse 16 Haziran ve 16 Ağustos’u
yani 2 aylık dönemi karşılaştıralım. Daha net söylemek gerekirse ÖTV artışından
önce ve sonrasını karşılaştıralım. İnanılmaz fiyat artışlarımız var.
Haziran itibarıyla fiyat oluşumunun içinde ürün bedeli yüzde 64.5,
EPDK’nın payı çok küçük; binde 8 civarında, dağıtıcı ve bayi toplam marjları
yüzde 10.2 civarında ve vergiler de yüzde 25 civarındaydı.
Ağustos ayına geldiğimizde ise ürün bedeli yüzde 58.5’e, EPDK payı
binde 4’e, dağıtıcıyla bayinin brüt kâr marjı ise 6.4’e düştü. Buna
karşılık vergilerin payı yüzde 25’den yüzde 35.10’a çıktı.
Bunun biz bayilere etkilerine gelecek olursak; İstanbul Avrupa Yakası
üzerinden konuşacağım. Paylaşımın yüzde 50 olduğunu düşünelim, bayi marjı
bundan yaklaşık 2 ay önce 1,06 TL’ydi. Şimdiyse bu rakam litre başına 16
kuruşluk bir artışla 1,22 TL oldu. Gelelim maliyetlerimize; bildiğiniz gibi
Temmuz ayında asgari ücret değişti ve litrede 39 kuruş olan personel
maliyetimiz 1 Ağustos itibariyle 52.5 kuruşa çıktı.
En önemli problemimiz olan kredi kartı maliyetimiz 16.8 kuruştan 51.3
kuruşa çıktı. Akaryakıt fiyatları artınca nakliye maliyetlerimiz de otomatik
olarak arttı. Marmara Ereğlisi’nden beslenen İstanbul Avrupa Yakası’nda olan
bir istasyon için konuşursak iki ay önce 12.5 kuruş olan nakliye bedeli şimdi
23 kuruşa çıktı, yani yaklaşık 10.5 kuruşluk bir artış var.
Ayrıca, sigortalar, personel kıyafetleri, stopajlar, temizlik
giderleri, TMGD, sorumlu müdür, iş güvenliği uzmanı, bakım maliyetleri, yeni
nesil yazarkasa vb. diğer giderlerimiz var. Bunlar maliyetimizde ciddi bir yer
tutuyor. İşin özeti iki aylık bir dönemde giderlerimiz 66-67 kuruş artarken
brüt gelirimiz sadece 16 kuruş arttı. Yani öyle bir noktaya geliyor ki artık
istasyon işleterek para kazanma şansınız yok. Hatta tüm dağıtım kârı bayinin
olsa bile işletmesi son derece güç.
“ÇİFT FİYAT SİSTEMİNE GEÇİLMELİ”
Söylediğim rakamlar içerisinde en büyük artışlardan bir tanesi kredi
kartı maliyetlerinde oldu. Seçimden sonra Merkez Bankası politika faizi
değişti. Bu artışın da bize bir maliyeti oldu. KDV ve ÖTV’nin de artmasıyla
vergilerin kartlı satışlarda bayilere yansıyan maliyeti 6 kuruştan 28 kuruşa çıktı.
Haziran ayında yüzde 1.08 olan takas komisyonu, Temmuz’da 1.58’e,
Ağustos’ta ise 1.79’a çıktı. Temmuz ayında politika faizinin artmasıyla
bilhassa özel bankalar bu faiz oranlarının üzerine yüzde 12-14 civarında ek
maliyet koyarak kredi kartı oranlarını belirlediler. Bu da özel bankalardaki
oranları tahmini yüzde 2,06’lara kadar yükseltti.
Ülkemiz pandemiden geçti, hijyen konusunun önemi arttı, pos makineleri
tamamen temassız oldu. Hiç kimse nakit kullanmak istemedi dolayısıyla hem
pandemi hem de günümüz ekonomik koşulları altında istasyonlarda kredi kartı
kullanımı son yıllarda inanılmaz arttı. İstasyonlardaki kart kullanımında
Türkiye ortalamasının yüzde 60-65’ler civarında olduğunu düşünüyorum. Ancak,
şehir içindeki istasyonlarda yüzde 90-95’e varanlar bile var. Şu anda kimse
depoyu dolduracak kadar parayı cebinde taşımıyor dolayısıyla akaryakıt fiyatı
yükseldikçe kredi kartlı satışlara daha çok yönelim oluyor. Kartlı satış
maliyetinin bayi marjına oranı iki ay önce %16 iken bugün en az %42’ye sıçramış
olması birkaç ay sonra hangi noktaya gelebileceğimiz konusunda bizi
endişelendiriyor.
Bu nedenle akaryakıt sektöründe de nakit ve kredi kartı gibi ödeme
seçeneklerine göre farklı fiyatlandırma yapılabilmesine imkan tanınması
gerekiyor. Bunun örnekleri de var, mesela tekstil sektöründe uygulanıyor. Biz
TABGİS olarak gerekli Kanun değişikliğinin yapılmasını talep ettik.
“NAKLİYENİN TAMAMEN KÂR MARJININ DIŞINA ÇIKARILMASINI İSTİYORUZ”
Bir diğer talebimiz de Bankalararası Kart Merkezi tarafından belirlenen
takas komisyonunun BDDK ya da Merkez Bankası’na devredilmesini istiyoruz. Çünkü
bu noktada özel bankaların takas komisyonlarını nasıl belirledikleri konusunda
kuşkularımız var. Bu konuda kamu bankalarına teşekkür ediyoruz. Pandemiden beri
gerek sendikamız üyelerine gerekse sektörümüzün geneline yaygın uyguladıkları
indirimli oranlarla bizi çok desteklediler ve bu desteklerinin daha da
sürmesini temenni ediyoruz. Çünkü devam edebilmemiz için kısa vadede bu
taleplerimizin karşılanmasına ihtiyacımız var.
Bir de nakliye konusu var. Nakliye masraflarımız çok arttı. Bu konuda
bizim EPDK’dan birtakım isteklerimiz var. Nakliyenin tamamen kâr marjının
dışına çıkarılmasını istiyoruz. Çünkü illere göre baktığınızda çok farklılıklar
var. Mesela Tekirdağ’dan İstanbul’a geldiğinizde fiyat 68 kuruş birden düşüyor.
Halbuki Marmara Ereğlisi, Tekirdağ tarafında ve oradaki arkadaşlarımız çok daha
farklı bir kâr marjıyla çalışıyorlar. Hemen hemen bütün illerde bayilere
yansıtılan nakliye maliyetlerinde normal olmayan farklar görüyoruz. Bu nedenle
en büyük taleplerimizden bir tanesi nakliyenin kâr marjı dışında belirlenip
görünür hale getirilmesi ve kilometreye göre hesaplanarak yayımlanmasıdır. 5015
Sayılı Kanun çıkmadan önce Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nce nakliye fiyatları
bu şekilde belirlenip yayımlanıyordu.
‘BAYİLERİMİZ TEMİNAT MEKTUBU VERMEKTE VE O KAYNAĞA ULAŞMAKTA GÜÇLÜK
ÇEKİYOR’
Ayakta durmak için bazı desteklere ve iyileştirmelere acilen
ihtiyacımız var. Mesela 31 Ağustos’a kadar vergi dairelerine teminat mektubu vermemiz
lazım.
2022 yılında başlayan Ukrayna-Rusya savaşından sonra hem petrol
fiyatlarında yaşanan artış, hem de ülkemizdeki enflasyon etkisiyle olağanüstü
yükselen akaryakıt fiyatları ciro üzerinden vermemiz gereken teminat
oranlarımızı da yaklaşık 3 kat artırdı. Bu durum bankalardan teminat almakta
zaten zorlanan akaryakıt bayilerini daha da büyük bir sıkıntıya itti. Bir de
devlet, teminat mektubunu süresiz istiyor, bunu da ancak kamu bankalarından
bulmaya çalışıyoruz. Doğal olarak bayilerimiz teminat mektubu vermekte ve o
kaynağa ulaşmakta güçlük çekiyor.
Petrol Sanayi Meclisi olarak da TOBB vasıtasıyla Hazine ve Maliye
Bakanlığı’na bir başvuruda bulunduk. Sonrasında tekrar ADER ve PETDER ile
ziyaretlerde bulunarak durumu aktardık. Hiç olmazsa bu sene için “bayi uyumlu
mükellefse, her şeyi düzgünse teminat yenilemesin” diye talepte bulunduk. Bir
de bize göre teminat sadece lisansa bağlı faaliyet cirosu üzerinden
alınmalıdır. Bazı bayiler aynı firma adı altında sadece istasyon işletmiyorlar,
başka işler de yapıyorlar. Dolayısıyla diğer ticari faaliyetlerinin ciroları da
maalesef teminat hesabına dahil ediliyor. Ayrıca, teminatın cironun % 1’inden
daha düşük bir oran üzerinden belirlenmesini talep ediyoruz.
Diğer bir konumuz akaryakıt istasyonlarına Buhar Geri Kazanım (BGK)
ünitelerinin kurulması zorunluluğu. Bu konuda da acilen süre uzatımı talep
ediyoruz. Çünkü artık gerçekten başta söylediğim maliyetlerle ayakta durmaya
çalışan istasyonlar bu kârsızlıkta daha fazla direnemeyecek. Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı uygulamayı yürürlüğe koydu ve süre uzatımında da bulunmadı
ama dile kolay tüm sektöre maliyeti 629 milyon Euro olan bir uygulamadan
bahsediyoruz. Maalesef bunu yapabilecek güçte değil artık bayiler.
Ayrıca benzin satışı yıllık 100 m3 olan istasyonlar için bu limitin 500
m3’e çıkarılmasını da istiyoruz. Böylece hiç olmazsa Anadolu illerindeki bayi
arkadaşlarımızın bir kısmı uygulamadan muaf kalabilirler. Avrupa’da da
bunu uygulayanlar var.
AKARYAKIT KULLANICILARININ DEPOLARI DENETLENMELİ
Sektörümüzde kaçakçılık azaldı ama fatura sorunlarımız var. Bizim
buradaki talebimiz de şu; bu akaryakıtı satan birisi olduğu gibi bunu alıp
kullanan ve hatta depolayan da var. Kurallar da denetim de hep satıcının
üzerinde ama alıcıların da üzerine gidilmesi lazım. Maalesef burada
kuşkularımız var. Bizim bu noktada kamuya önerimiz; istasyonlar dışında kendi
ihtiyaçları için akaryakıt depo ve ikmal düzeneği bulunduran alıcıların da
denetlenmesidir. Bunları lisansa bağlı tutmak iyi olur ama EPDK’nın bu kadar
büyük bir imkanı yok. Hiç olmazsa belediyeden almak zorunda oldukları ruhsat
denetimi yapılabilir. Bu şekilde kaç bin depo var, bunların envanteri de
bilinmiyor.
“SEKTÖRÜMÜZ VERDİĞİ HİZMET KALİTESİYLE, İSTASYON İMKANLARIYLA AVRUPA
BİRLİĞİ’NİN ÇOK ÖNÜNDE”
En başta da söylediğim gibi akaryakıt bayilerinin devam edebilmesi için
kâra ulaşması gerekiyor. Bu ülke Avrupa Birliği’ne girmek için uğraşıyor,
inanın bizim sektörümüz verdiği hizmet kalitesiyle, pompalarıyla, personeliyle,
istasyon imkanlarıyla Avrupa Birliği’nin çok önünde. Bayiler olarak bu bizim
haklı gururumuz ama hak ettiğimiz şekilde de çalışma imkanlarımızın özellikle
kâr marjımızın iyileştirilmesi gerekiyor.
Petroturk.com
Aylara Göre Haber Sayıları: Haberleri görmek için sayıların üzerine tıklayın.
Yıllar | Oca. | Şub. | Mar. | Nis. | May. | Haz. | Tem. | Ağu. | Eyl. | Eki. | Kas. | Ara. |
2024 | 35 | 40 | 30 | 20 | 6 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 |
2023 | 46 | 37 | 55 | 111 | 55 | 43 | 50 | 52 | 48 | 44 | 24 | 35 |
2022 | 80 | 89 | 110 | 58 | 77 | 91 | 54 | 50 | 49 | 62 | 60 | 59 |
2021 | 34 | 41 | 62 | 51 | 43 | 41 | 36 | 40 | 51 | 59 | 41 | 58 |
2020 | 13 | 7 | 28 | 71 | 51 | 38 | 27 | 14 | 29 | 32 | 41 | 43 |
2019 | 26 | 25 | 25 | 18 | 15 | 27 | 15 | 22 | 24 | 21 | 17 | 20 |
2018 | 17 | 30 | 22 | 13 | 32 | 19 | 20 | 19 | 41 | 43 | 46 | 37 |
2017 | 23 | 17 | 34 | 17 | 23 | 29 | 27 | 27 | 24 | 31 | 28 | 27 |
2016 | 23 | 34 | 21 | 41 | 27 | 29 | 7 | 25 | 13 | 27 | 26 | 26 |
2015 | 18 | 19 | 30 | 25 | 5 | 23 | 21 | 29 | 13 | 21 | 8 | 30 |
2014 | 18 | 13 | 21 | 19 | 18 | 13 | 9 | 15 | 9 | 11 | 22 | 23 |
2013 | 20 | 16 | 23 | 24 | 22 | 29 | 22 | 20 | 17 | 20 | 18 | 23 |
2012 | 22 | 34 | 49 | 30 | 24 | 27 | 26 | 23 | 13 | 17 | 9 | 25 |
2011 | 9 | 6 | 11 | 12 | 8 | 18 | 18 | 8 | 4 | 11 | 18 | 16 |
2010 | 14 | 14 | 15 | 10 | 8 | 7 | 14 | 5 | 12 | 4 | 7 | 26 |
2009 | 16 | 23 | 23 | 17 | 26 | 41 | 51 | 38 | 17 | 28 | 31 | 23 |
2008 | 3 | 5 | 3 | 2 | 2 | 8 | 7 | 11 | 8 | 17 | 28 | 15 |